Suyuna çorba, yanında pilav yapacak bir tavuğunuz yoksa, düdüklüsünden düdüksüzüne, çeliğinden seramiğine, 9 hatta 99 tencereniz olsa ne olacak.
İçinde kütüphane, fizik kimya biyoloji labaratuarı, 10 larca enstürmanı ile müzik odası, kilolarca ve rengârenk boyası tuvalleri ile resim atelyesi, felsefe sınıfı yoksa ve çeşmelerinden akan su içilebilir kalitede değilse, 10 öğrenciye değil de 65 öğrenciye 1 tuvalet düşüyorsa ve de içine yükleyeceğiniz bilgi birikiminiz olmamasına rağmen, bilgi birikimi peşinde koşacağınıza, 3-5 tane bilgisayar odası ve hz google den ve selfi sohbetten ibaret compüteri olan binalara okul diyorsanız….
Öncelikler diye bişey var sayın sayınlar ve sayın insanlar.
Öncelikler sıralamasını es geçerseniz geleceğimiz nokta kaçınılmaz olarak sittin sene UBP dönemi olur.
Hayır hayır.
Demeye çalıştığım şey UBP olan UBP değil, UBP olmadığını söyleyen UBP ler. 
Anlamadıysanız yazıyı okumaya devam etmeyin, boşuna ne kendinizin ne de benim zamanımı harcamayın, yapacak çok işiniz var, selfi çekeceksiniz, bilmem ne kahvesini höpürtedeceksiniz, maçı, maçları, elbisenin rengini, modelini tartışacaksınız ve boş boş bakarken siz, napıyorsun sen diye soran olursa düşünüyorum diyeceksiniz hem de inanarak.
Öncelikler sıralamasını şaşırdığımız ya da önemsemediğimiz zaman, her hangi bir bakanlığın işlevlerinin ne olması, ne olacağına kafa patlatmaktansa, bakanlık binasını, personelini, bakanın kim olacağını hesaplar ve işte böyle ‘hesapsız kasabın kıçına kaçar masatı’ oluveririz hiç uyanmadan, açık göz, çok göz çok açıkgöz uykularımızdan.
Çok geç kaldık ve kaybedecek saatimiz bile yok.
Nedir önceliği bir insanın, bir ailenin , sokağın mahallenin köyün şehrin ve sendikaların , odaların, meslek kuruluşlarının, anayasal örgütlerin, siyasi partilerin, meclisin hükümetin ve devletin.
Örneğin, 200 bin nufusa yetecek kadar suyumuz yoksa, her gün yepiz yeni ve hak edilmemiş vatandaşlıklar öncelik olabilir mi. Yarısından çoğu boş olan yeni yapılmış konutlar, kendilerini gözümüze gözümüze sokarken, daha yüzlerce, binlerce konuta inşaat izni vermek ve o inşaatları yapmak öncelik mi.
Özel sektörde sendikalaşma oranı yerlerde sürünürken, her türlü ekonomik kazanımını devlet ve yasalar altında alan kamu memurları ve kamu işçileri için, diğer sendikalarla ağız dalaşı yapsın diye, sidik yarıştırsın diye, cip yeni, yani eski sendikadan istifa etmiş, yepiz yeni sendikacılarla daha nereye kadar unutacağız önceliklerimizi.
Öğrenci sayısını bile bilmeyen eğitim bakanı, hayvan ve ağaç sayısını bilmeyen, patates, domates rekoltesini ve çeşitli ürünler için ne kadar su, ne kadar gübre,ilaç vs gerektiğini bilmeyen ve umursamayan tarım bakanı, gençlerin sağlığını ve spor yapmasını önemsemeyen gençlik ve spor bakanığı mı önceliklerimiz.
Köylüsünü, işçisini, öğrencisini, sağlığı, eğitimi, gençlerini, yaşlılarını, önceliklerinin  ilk sıralarına almak yerine, iş yapmaz bakanlıkları en birinci öncelik zannederek ve buna seçen ve seçilen olarak tapınarak geldik bu günlere.
Geldiğimiz bu günlerden memnunsanız devam, vur patlasın çal oynasın. Çünkü önceliğiniz o, çalmak, oynamak.