Kıbrıs Türkü’nün sosyal, siyasal ve ekonomik yapılaşmasına damgasını vuran değerler teker teker bu dünyadan göçüp gidiyorlar.  Hani derler ya...

            “Son yolcu kimdir?” diye.  İşte o son yolcu çok değerli dostum kıymetli tıp adamı Op. Dr. Kaya Bekiroğlu oldu.

            Onunla tanışmam Cumhurbaşkan Muavinliği’ndeki görevlerim esnasında olmuştu.  Özellikle 21 Aralık 1963 çarpışmalarının başlaması ile birçok doktor gibi Dr. Kaya Bekiroğlu da bütün gücünü vererek,  kendi özel kliniğini yaralıların ve halkın hizmetine açmıştı.  İşte o günlerin izleri var hala belleğimde ve anılarımda.

            Malum 21 Aralık 1963 olaylarında Rumlar her şeyimizi elimizden almışlardı.  Ne bir hastanemiz, ne özgürlüğümüz, ne de okullarımız ve daha pek çok şeyimiz kalmıştı.

            Kurşunlar sıkılmaya başladığında ve cepheden yaralılar gelmeye başlayınca, işte o zaman gereksinim duyulmuştu bir Türk hastanesine.  Özel klinikler bu amaca hizmet etmeye başlamıştı.  Bu işin başını çekenlerden birisi de Dr. Kaya Bekiroğlu’ydu.

            Onun TMT’ciliğini çoğu insan bilmezdi, ta ki “DR. KAYA” kitabı çıkıncaya kadar.  Esasında biliniyordu da, daha da detayını bilmiyordu insanlar.

            Tabii ki Türkiye’nin uyanışında çok önemli rol oynayan Dr. Kaya da, o anlamda tarihe geçen değerlerdendi.

            “DR. KAYA” kitabı dedim de, Tabipler Birliğini’nin eski doktorları ve bu davaya kan ve can vermiş nice tıp adamlarını tarihe mal ettikleri için bir kez daha kutlamak isterim.

            Çok değerli dostlarım Ahmet Tolgay’la Dr. Filiz Besim’in araştırıp hayat verdikleri “DR. KAYA” kitabında neler neler yok ki...

            Naçizane ifade ile, ben de bir katkı koymuş olmak için Dr. Kaya Berkioğlu ile ilgili bazı anılarımı yazmıştım o kitaba.  Öyle bir değerli insanın kitabına katkı koymak, elbette ki benim için de bir onurdu.

            Kitabın imza gecesinde ben de Tabipler Birliği’ndeydim.  O kitabı sadece yazarlarına değil, bizzat Dr. Kaya Bekiroğlu’na da imzalatmıştım. İşin en önemli yanı da buydu her halde.  Onun bana imzaladığı kitabın ilk sayfasına şöyle yazmıştı rahmetlik Bekiroğlu:

            “Sayın Osman Güvenir, Kıbrıs’a büyük katkıları olmuştur, teşekkür ederim.  Dava arkadaşıma sevgi saygılarımla...   Dr. Kaya Bekiroğlu, 12 Tammuz 2014.”

            Bu kitabın tarihe mal edilmesinde usta kalemler Ahmet Tolgay ve Dr. Filiz Besim’in çok büyük rolü vardır.

            Bana göre yeni nesiller mutlaka bu kitabı okumalı ve okutmalıdır.  Çünkü yaşanmış bir acı dönemin belgesidir o kitap.

            Kitaptaki mütevaziliğini, aile ve millet sevgisini orada da gördük Op. Dr. Kaya Bekiroğlu’nun.  Tabii ki en ilginç anılarından bazıları, Rumlarla çalıştığı döneme rastlar.

            O kitaptan anılarımda kalan bir olay hayli ilginçti.

            Dr. Kaya bazı Rum doktorlarla birlikte bir beyin ameliyatı yapıyormuş.  Kafa tasını açtıklarında beyin üzerinde bir kıl görmüş.  Malum beyin o kadar hassas ve binlerce damar ve sinirden oluşmaktadır.  O kılı almak için elle yapılacak en ufak bir müdahale son derece riskliymiş.  Ameliyat esnasında beyinin üstünde duran o kılı pensle almaya kalksa, belki de bir kılcal damarı kopartır ve hastayı felç edebilirmiş.

            Ameliyat esnasında çaresiz kalan Dr. Kaya Bekiroğlu, dilini çıkartıp o kılı dili ile almış ve hastanın hayatını kurtarmış.

            Bu olay, dünya tıp literatürüne geçmiştir.

            Dr. Kaya, Kıbrıs Türkü’nün ilk cerrahlarındandı.  Yanında nice başka doktor yetiştirmiştir.

            Türk-Rum çatışmalarında Rumların elinde mahsur kalan Türk hastaları kurtarmak için Dr. Ayten Berkalp’la büyük çaba harcamışlardı.  Yine Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin bir ürünü olarak Dr. Ayten’in kitabının da tıp literatürüne geçmesi ve o kitapla birlikte yakın bir tarihe ışık tutması hayli ilginç ve önemlidir.

            Dr. Kaya Bekiroğlu için ne kadar yazı yazabiliriz, onun hakkında ne kadar güzel söz söyleyebiliriz.  Sanırım sınırları olmayan bir kitaba bile sığdıramayız sevgili Dr. Kaya Bekiroğlu’nu.

            Onu son yolculuğuna uğurlarken, yattığı yerin cennet mekanı ve nur olmasını dilerim.  Ayrıca yaslı ailesine de başsağlığı dilerim.

            Onun ruhu rahat olsun yattığı yerde.  Çünkü Kıbrıs Türkü hiçbir zaman onu unutmayacak ve her zaman saygı ve şükranla  anacaktır.

            Güle güle güzel insan...