Kabuğuna bakmaktan cevizi görememek.

Düşünün bunun üzerine, üşenmeyin düşünün.

Kabuğundan hareketle karpuzu tanımaya yeltenseydi insanlar, o güzelim tadından mahrum kalacaktı damakları ve fakat örgüt ya da parti olmadığı için insanlar yetinmediler kabuğu ile karpuzun.

Ne mi demek bu.

Kıbrıs bir kabuktur, coğrafi bir kabuk.  Dört tarafı denizle çevrili her kara parçasına ada denir ki bu tanım  kabuğun kabuğudur.

Sicilya da bir adadır ve Sardunya ile Girit de ve fakat ada dış kabuğunu açıp da içine- iç kabuğuna bakınca ada,  tümünün de ada olmasına rağmen aynı olmadıkları bir yana bir birlerinden çok farklı olduklarını görmek kaçınılmazdır.

Kıbrıs ada kabuğundan başka bir de Kıbrıs Cumhuriyeti siyasal kabuğu vardır ki yaşı Mehmet Ali Talât’tan Mustafa Akıncıdan Derviş Eroğlu’ndan küçüktür .

Halin böyle olmasına karşın dünyaya geliş tarihleri Kıbrıs adasından değil ama Kıbrıs Cumhuriyeti’nden eski olan kimileri,  varlıklarını ve kimliklerini nedense Kıbrıs Cumhuriyetinin topu topu üç yıl sürmüş varlığında arıyorlar.

İşte bu kimileri cevizi kabuğundan tanımakla yetinmeyip cevizin içine ve hatta tarihsel sürecine bakmayı deneseler, Kıbrıs Cumhuriyetinin varlık nedeninin Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Elenlerinin ve hatta Türkiye ile Yunanistan’ın varlığına ve Kıbrıs adasının egemenliği ile geleceği konusunda bir birleri ile sürekli çatışma halinde olmalarına bağlı olduğunu görüp anlayabileceklerdi.

Coğrafi bir varlık olan Kıbrıs adasında şayet Kıbrıs Türkleri yaşamıyor ve Kıbrıs Elenleri ile Kıbrıs adasının geleceği ve egemenliği konusunda sürekli çatışma halinde olmasalardı Kıbrıs Cumhuriyeti asla var olmaz ve Yunanistan toprağı olurdu, olmaz mıydı, bal gibi de öyle olurdu. Bunun tam tersi de geçerli, şayet, Kıbrıs adasında Elenler yaşamıyor ve Kıbrıs adasının geleceğini Kıbrıs Türklerinin varlığına ve karşı çıkmalarına rağmen adayı Yunanistan’a bağlama çabalarında sekter ve faşizan bir inatçılık haline olmasalardı Kıbrıs Cumhuriyeti yine olmaz ve Kıbrıs adası Doğu Akdenizde Türkiye’nin adası olurdu.

Demek ki neymiş.

Kıbrıs Cumhuriyeti,  varlığını Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Elenlerinin sürüp gelen anlaşmazlıklarına, adanın geleceği hakkındaki farklı ve uzlaşmaz tahayyülleri ile egemenlik çatışmalarına borçlu imiş.

İmdi dönelim cevizi veya karpuzu kabuğundan tanıyanların zavallı argümanlarına.