Kıbrıs’ın tüm kahvehanelerinde en yaygın oynanmakta olan kart oyunlarından biri de isbastradır. 52 Kartlık oyunda belirli kartların puan değerleri vardır. Bunun yanında en fazla kart toplayan tarafa için de puan verilir. Toplamda 16 puandır alınabilecek olan ya da taraflar arasında paylaşılacak olan. Ancak oyunun en temel ve heyecan yaratan  sürprizlerle dolu özelliği, ya oyunun doğal akışı içerisinde ya da dört fandi (J) karttan birisinin kullanılarak masadaki tüm kartların toplanmasından sonra, karşı tarafın masaya atmak durumunda kaldığı kartın aynısının elde bulunmasıyla, 10 puan kazanma fırsatı elde edilir. Oyunun gidişatını çoğunlukla etkileyip kazanabilmek de kart dağıtımında elde edilen fandilerin (J)  zekice ve yerinde kullanılabilmesiyle olasıdır. On puan kazandıran başka bir olasılık da, masada olan kartların üzerlerindeki sayıların toplamına sahip karta sahip olmaktır.  Burada  amacım ispastra kağıt oyununun nasıl oynandığını anlatmak değildir. Bu oyunu oynayanlar çok iyi biliyorlar; tek parti oyunda ancak dört kez fandi kullanılabilir. Dört koz kart da diyebiliriz. Ancak birçok defalar karşı tarafın dikkatsizliği ve heyecanından yararlanarak, önceden oynanmış ve ispastra yapılarak 10 puan elde edilmiş fandiler, çaktırmadan yeniden kullanılabilir. Tabii bu durumu karşı tarafın çakmaması halinde hileyi yapan tarafa oyunu kazandırır çok büyük olasılıkla. İngiliz dilinde trump card, koz olarak kullanılan kart demektir ve karşı tarafa karşı, trump cart oynanarak üst bir pozisyon elde edilir. Bu durum genellikle de briç diye bilinen kağıt oyununda geçerlidir. Ancak koz olarak kullanılan kart da ancak bir kez oynanabilir, karşı taraf sizin koz olarak kullanıdığınız kartı gördükten sonra aynı kartı, her parti oyunda koz olarak kullanmak mümkün değidir. Buraya kadar geldikten sonra anlamışsınızdır. ABD başkanının soyadı Trump ilginç bir tesadüf olarak  neredeyse koz kartla özdeşleşmektedir. Başkan Trump, trump (koz) kartlarını o kadar ve sıklıkla birçok ülkelere karşı oynamaktadır ki, bu kozların hangi oyunda ne anlama geldiği, hangi etkiyi yaratarak hangi sonuçları almak istediği konusunda karışık durumlar yaratmaktadır. Öyle görülüyor ki, Trump’ın istediği de koz kartla elde edeceği sonuçtan öte, daha geniş bir strateji içerisinde, yarattığı karışıklık ve kaoslarla ABD’nin askeri ve siyasal ve tabii ki dolar gücüne de dayanarak, belirli oluşumları geleceğe yönelik dizayn etmektir. Trump’ın tüm bunları yaparken, attığı tweetler gibi, sanki kendi başına planlamış ve sağa sola bakmadan ortalığa saçılan bir görüntü vermenin ötesinde, ciddi planlanmış politikaların olup olmadığı zamanla daha iyi anlaşılacaktır. Trump’ın siyasetin ve ekonominin, finansın ve küresel ticaretin bilinen kuralları hilafına, tüm dünyaya hile olduğunu göstererek, hiçbir şeyi ve hiç kimseyi takmadan, gece gündüz, saat ve saat sürdürdüğü bu oyundan Türkiye ile beraber biz Kıbrıslı Türkler de nasibimizi alıyoruz. Öyle görülüyor ki daha da alacağız. Son aylarda Türkiye’ye karşı ABD tarafından başlatılan siyasal saldırıların, Türkiye’nin finans ve para-kur platformlarında yarattığı sarsıntıların ne zaman sona ereceğini kimse tahmin edemez. Burada acaip olduğu kadar bayağı hınzırlık da taşıyan özellik, tüm bunların bir Nato müttefiki ve stratejik ortağa karşı yapılmakta olması. T.C Başkanı Erdoğan , “stratejik müttefiklikten, stratejik hedef haline getirildik” diyerek, bu duruma karşı kesin duruşunu en kısa şekilde açıklamak zorunda kaldıysa işler görüldüğü ve tahmin edildiğinden de fazla ciddi olabilir. Doğaldır, Kıbrıs Türk Hükümeti, yönetsel, mali ve finansal olarak mümkün olan enstrümanları kullanarak Türk lirası kullanmakta olan ve yatırımları da Türk lirası olarak fonlanan kuzey Kıbrıs ekonomisinin kayıplarını azaltabilecek, halk üzerindeki olumsuz etkilerini minimize edebilecek önlemleri almaya çalışmaktadır ve gerektikçe de alacaktır. Buralarda alınacak  önlemlerin başarılı olabilmesi, halkımızın bu önlemleri öncelikle çok iyi anlaması ve bu acı ilacı içmekte gönüllülük göstererek, kemerleri sıkma politikalarına yaygın katılımının sağlanmasıdır. Başka bir yol da yoktur. Bu nedenle devlet yetkililerinin güvenilir, inanılır ve anlaşılır bir dille, gerek doğrudan, gerek medya mecralarını etkin şekilde kullanarak halka inmeleri, insanları anlamaları ve kucaklamaları da gerekmektedir. Bundan zerre de kadar kaçınılmasın. İçine girilen durum hükümetin başarısızlıklarından kaynaklanan bir durum değildir, ve insanlarımız da bunu kavrayabilecek durumdadırlar. Güney Kıbrıs’ta çok yakında zamanda yaşanmış olan çok daha derin bir ekonomik kriz nedeniyle, muhataplarımız geçici de olsa Kıbrıs görüşmelerini askıya almışlardı. Bu nedenle, özellikle garantör Birleşik Krallık ve AB nezdinde yapılacak girişimlerle, üzerimizdeki her türlü kısıtlamanın kaldırılmasını çok daha ısrarla istemeliyiz. Kıbrıs sorunu çözmek için de tarafların siyasal eşitliği yanında ekonomik eşitliği de gereklidir. Bunları çok daha kolay anlatabilmeliyiz.  Kıbrıs sorunu Kıbrıslı Türkler yaratmadı, tam tersine 55 yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti’ni işgal etmekte olanlar yarattı.Tek (Rum)toplumlu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türklerine uygulamakta olduğu düya ölçeğinde ve her platformda (siyasal, ekonomik, kültürel, sportif) izolasyonlar şimdi kaldırılmazsa ne zaman kaldırılacak? “Fırsat bu fırsat” diyerek Rum tarafının, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin yaşadığı zorluklardan kendi adına avantajlar elde etmeye çalışmalarına karşı, Kıbrıs sorunu bağlamında tutum ve davranışlarımıza yeni ayarlar getirebileceğimizi de göstermek zorundayız. Kozlar her zaman başkalarının ellerinde olamaz. Kaldı ki, bize karşı hileli kozlarla da oynayanlara karşı, savunmasız kalmayacağımızı söylememizin de zamanı gelmiştir.