Köpeği tok istemek ve ekmeği de bütün.

Böyle bir söz vardı sıkça söylenen , eskiden.

Eski geçmiştir ve biz geçmişi bitmiş zannetmenin, öyle yaşamanın sıkıntılarını yaşıyoruz nicedir.

Geçmiş öyle bir şeydir ki yarının, yarınların çekirdeğini taşır içinde.

Geçmişi geçmiş bitmiş sayarak unutan toplulukların, halkların, devletlerin,  toplumların hayır yüzü görmediği göremeyeceği kesindir.

Almanya ile Fransa,  geçmişi unutulmaya mahkûm bitmiş bir şey olarak kabullenmedikleri tam aksine yaşayan ve yarının kurulmasında kılavuzluk edecek olan diye bilip öyle davrandıkları için önce Kömür Birliği,  sonra da sırasıyla AET, AT ve nihayetinde AB kuruldu, AB ye özellikle sonradan ve biraz da lütfen kabul edilen ikincil çevre devletleri ve onların halkları da kendi karakteristik geçmişlerini unutmanın acısını farkında olmasalar da yaşıyorlar. Bu devletlere Yunanistan, Macaristan, Polonya yı örnek olarak verebiliriz.

Geçmişini atom bombası bile silemediği, yok edemediği için Japonya,  büyük yıkıma rağmen ayağa kalkmış yürümüş koşmuş öncü olmuştur.

Biz bize benzerdik de nicedir biz bizden başka herkese özenir olduk.

Bizim,  bizden başka biri olma saçma uğraşımızın altında yatan temel neden de geçmişimizi, geçti gitti bitti,  şükür kurtulduk ahmaklığımızdır.

Dünyanın belki de en güzel ekşilerinin yetiştiği Lâpta kasabasında bile insanlar kaynanmış boğrülceye sıkarak lezzete lezzet katacağını umduğu limon, Lapta da yetişenlerden değil de taa Arjantinden ithal edilenlerden ise ne Lâpta ne de biz eski biz değiliz.

Yeni ve dönüşmüş evrilmiş değil devrilmiş olan biz,  kara saçta kavrılmış patates yerine,  telaffuz ederken  badadez demeye özen gösterdiğimiz ve fakat çips adı ile 100 gram bile gelmeyen bir tabağına iki kilo patates fiyatı ödemekten sado mazohist zevkler üretenler olduk.

Okuyup da adam olacağız diye başladığımız, örneğin Atatürk İlkokulu’nu biraz da hatta birazdan da fazla aşağıladığımız,  gaco, fica,  eleman, amarikan çocuklarına terk ederek, ödeyelim her kaç para ise de o bitlilerle aynı sıraları paylaşmasın el bebe gül bebelerimiz diyenler olduk.

On yıllarca  boyun eğmemek, hür insanlar olarak yaşayabilmek için her zorluğa göğüs geren, olanca yokluğa yoksulluğa aldırmadan insanca yaşam için direnen geçmişimizi varsıllaştıkça unuttuk yok saydık utandık ve bitirdik.

Geçmişi olmayan bir kuru kalabalık şimdi etrafım, köpeği tok ekmeği bütün, tatilleri hak işlemeyi zül sayan kuru kalabalık.

Geçmişi yok sayan, geçmişten utanan insanlar topluluğu ne günü kurtarabilir ne de yarını kurabilir.