1974 yılının bitmeyeceğini mi sanmıştık. 75 i hiç düşünmedik ve 75 de bizim için asla bitmeyecek gibiydi ki 76,77 hatta 83 tarafımızdan öngörülemedi. 93, 2003,2013 ve şimdi de sıra 2018 de. Hiç ders almadık neme lâzımcılığımızın sonuçlarından ve geldik 2018 in 7. Ayına. Evet,  eğer 2000 li yılların başında 2010 lu yılları düşünebilsek ve gerek vatandaşlar ama özellikle belediyeler, bakanlıklar ve devlet olarak gerekli önlemleri alsaydık Girne’nin şimdiki ucube hali ile karşılaşır mıydık. Tam bir öngörüsüzlük ve hatta suistimale teşvik değil miydi kuraklık parası ve verimliliği değil ağaç sayısını teşvik etmek narenciyede. Daha kötüsü ve tam anlamıyla hep beraber el ele alkışlarla yapmadık mı 10-15 yılda emeklilik öngörüsüzlüğünü. Çok maaş alana çok zam, az maaşlılara az zam hükümetler,  sendikalar ve maaşlılarımızın alkışları arasında sürdürmüyor mu hükmünü halâ. Okul aile birlikleri 5-10 yıl ötesini düşünmek gibi bir sorumluluk hissetmiyorlarsa bu yanlıştır,  daha yanlış ve kötü olan ise ilgili bakanlığın 5-10 yıl sonrası için yeni okullar ihtiyacı olacağını düşünmeyi düşünemiyor olmasıdır. Bilmem kaç tane hükümet geldi geçti ve bunların bir teki bile Lekoşa da şu ve bu araziler, Girne’de bu ve şu alanlar, Mağusa’da o ve obir araziler, Güzelyurt, Lefke, İskele’de işte bu araziler diye okul rezerv araziler saptamadı ne yazık ki. Ve bizde, en azından o partilere oy vericiler olarak hop hop ne oluyor, niye bir takım arazileri geleceğimiz için  rezerv ilân etmiyorsunuz diye sormayı düşünmedik, düşünmüyoruz halâ.  Meclis ya da bakanlar kurulu, kararları ile bir an önce okullar, hastahaneler için rezerv araziler  saptanıp ilân edilmelidir, bu olmadı bu güne kadar ve kamuya ait olması gereken en değerli arziler çeşitli yollar ile kapanın elinde kaldı veya peşkeş çekildi. Bu konuda belediyelere de büyük sorumluluk düşmektedir. Şehirlerden söz ettiğim için köyleri umursamadığım sanılmasın ayni işlem köylerimiz için de yapılmalı. Ve en önemlisi halk bunları talep etmeyi öğrenmeli ve önemsemeldir. Belediyelerin sınırlarını ve sayısını artıracağız öngörüsüzlüğü ile kıyılarımızın, neredeyse tek bir KKTC vatandaşı bile çalıştırmayan ve fakat istihdam ettiği, otel üst düzey çalışanları-yöneticileri için KKTC vatandaşlığı başvurusunda bulunarak. hatta ön sıralarda işlem yaptırmayı becerenlerin sahipliğine terk edilmesinin yolunu da biz açmadık mı. Sendika, anayasal kurum ve kuruluş, parti olmak ciddi iştir. Ön görü ve plânlama gerektirir. Hangi bölgemizde ne gibi sosyal, ekonomik, projeler geliştireceklerini düşünmeyen partileri, partilikten azat etmek de o partinin üyelerinin boyun borcudur.