Silahlanmaya yönelik Güneyden gelen son haber, silahlanmaya ve ordularına yeni savaşçılar yetiştirmeye dairdir.     
Bu haberi iyice okuduğunuzda şu soruyu soracaksınız siz de.   
 “Rumlar neden silahlanıyorlar?”     
Rumlar, kendilerince silahlanma nedenini adadaki Türk askerinin varlığına bağlıyorlar. Halbuki onların silahlanmaları yeni bir durum değildir.  Hele bir düşünün bakalım Rumların silahlanmaları ve kendilerince saçma savaş hazırlıkları çok çok eskilere dayanır.   
 Hangimiz unuttuk Mısır’dan, Çekoslovakya’dan ve Rusya’dan silah aldıklarını?  Katiyen unutmadık ve hep anılarımızda kötü bir anı olarak kaldı.     
Rumların adaya ne kadar çok silah yığınağı yaptıklarını biliyoruz.  Bu silahların bir gün bize döneceğini de tahmin ediyorduk.  Lakin o aldıkları silahlar, 15 Temmuz darbesinde yine kendi soydaşlarına ve kendi kardeşlerine döndüğü bir gerçek.     
Rumlardan silahlanmaya ve savaş hazırlıklarına ilişkin haberde şunlar vardı:   
 “Rum Milli Muhafız Ordusu askerleri, paralı askerler, sözleşmeli yeni alınan askerler ile milislerin yanı sıra şimdi de milislerin eşlerine, gönüllü kadınlara ve hatta çocuklara silah eğitimi verilmektedir.”     Bu durum, tamamen mantığın ve aklın alabileceği şeyler değildir.  Bu resmen acizliktir.   
Bir ülkede kadın ve çocukları silah eğitimine alan milletin zavallılığından başka birşey değildir bu.       
Bu arada o haberde bazı askeri bilgiler de veriliyor.  İşte onlardan bazıları...     
“2015 yılında 3 bin paralı asker alındı.  2016’da kıyı gözetleme sistemleri alındı.  2017’de İsrail’den gemi alındı.  Personel sayısının 3 binin altına düşmemesi için her yıl münhaller açıldı.  Birkaç yıldan beri aserki atış yarışmaları yapılmaktadır.  Farklı tatbikatlarla askeri güç taze tutuldu.”   
 İşte tablo ortada.  Niyet de ortada...     
Rumlar bunu niçin yapıyorlar?     
Olası bir Türk askeri operasyonuna karşı.  
Veya güçlü bir askeri hazırlıkla kuzeye saldırmak için.   
Bakınız ne diyor o haberde, Türk askeri ile ilgili.     
“RMMO’nun silahlanma çalışmaları, 1974 yılından beri adada bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapılacak bir anlaşmayla adadan ayrılması durumunda, Rumların bu askeri gücünü kime karşı kullanacağı tartışmalarına neden oldu.”     
Bu soruyu kim soruyor Rumların silahlanması için?     
Rum halkı soruyor.     
Bir diğer deyişle, “Başka çılgınlık yapmayın, buna izin vermeyeceğiz.  Bu silahlanmalar bize her zaman zarar vermiştir” mealindedir.   
 Adamlar hayal görüyorlar...
Kıbrıs sorununu köklü bir şekilde hatta onurlu bir barışla çözmek yerine, silahlanmayı tercih eden Rum idaresi, bu stratejileri ile yeni bir çılgınlığa kapı açıyor.     
Onun için değil mi, “Rumlara hala güvenmiyoruz” diye ifade ediyoruz.     
Gerçekten Rumlara zerre kadar güvenimiz kalmamıştır.  
Onların masaya gelmek veya masadan kalkmak için çevirdikleri dolapları bütün dünya gördü en son beşli zirvede. O halde Rumlar Türklerin yeni bir hayatı paylaşmaları söz konusu olabilir mi?  Bu durumda olamaz.     
Şunu da unutmayalım ki hala toprak altından kayıplarımızın kemikleri çıkıyor.  O kayıp insanlarımızın dramları hiç bitmedi ve unutulmadı.   
 O nedenle değil mi ki sınır ötesinde kuzeyde bir devlet yarattık ve Anavatan Türkiye ile geleceğe yelken açtık?     
Zaman zaman bazı Kıbrıslı Türklerin tatil günlerinde kocaman kuyruk oluştururlar güneye geçmek için. O güneye geçişte devasa mağazalardaan alışveriş yapmaları da dikkatlerden kaçmıyor.     
Ben de her zaman vurgulamışımdır:     
“Şunu bilmelisini ki, güneye akıttığınız paralar, bir gün size mermi olarak geri dönecektir.”   
 Yalan mı?  Günde yapılan alış verişler Rumların savunma bütçesine büyük bir katkı değil mi?   
Bu haber bize bir kez daha bunu hatırlatıyor.   
Kıbrıs Türklerinin artık Rumlara ihtiyacı yoktur.  Kuzeyde de ne ararsak vardır.  
O nedenle güneyden alış veriş yaparken bir kere değil, iki kere düşünmelisiniz.     
Rumların bu haberi, gerçekte bir psikolojik savaş yapımına yöneliktir.  Bu haberi bütün detayları ile verecekler ve kendilerince bize korku salacaklar.  Halbuki bir kez daha öğrenmelidirler ki, gerek Kuzey Kıbrıs’taki, gerekse Türkiye ve onun ötesindeki Türk askerleri çok iyi eğitilmiş, ölümüne savaşmış ve savaşmaya da hazır halde bekler olmuş kocaman bir güçtür.     
Rumlar şunu da bilmelidirler ki, Rumların silahlanması Türk askerinin kulağını bile terletmez ve tek bir kılları bile kıpırdamaz.     
Silahlanmaya devam etsinler bakalım ellerine ne geçecek.