Bugüne kadar Rumların ne mal olduğunu anlamayanlar belki bundan sonra anlamış olurlar, ders kitaplarındaki Atatürk resmini yırtmaları ile.

            Kitap yazmak ve araştırmak hayatımızın bir parçası olunca, bazı şeyleri daha net ve daha berrak görebiliriz. Rumların bu kini tarihin hangi çağına veya hangi yıllarına kadar dayanır?

            Rum ve Yunanlılar’ın o büyük idealleri, tümden Anadolu ve özellikle Büyük Konstantinopoli rüyasına dayanır.  Girit katliamları da o idealin bir parçasıydı.

            Ulu Önder Atatürk’le arkadaşlarının gerçekleştirdikleri Kurtuluş Savaşı, Türk topraklarını işgal eden Yunanlı ve diğer düşman ülkelerden kurtulmak için yapılmış bir savaştı. O savaşta tarihe geçen bir olay vardır.

            “Yunanlıların Ege’de denize dökülmeleri.”

            Evet Anadolu’yu işgale kalkan ve Anadolu topraklarını kendi ülkelerinin topraklarına katmaya kalkışan Yunanlılar son tokadı öyle yemişlerdi.  Herhalde nesiller boyu Türk askerinden yedikleri tokatla denize dökülen Yunan bozuntularının hikayesi okunmuş ve anlatılmıştır.

            Fakat son tokat Ege’deki tokat değildir.  Son tokat, 20 Temmuz 1974’te yedikleri tokattır.  Ama hala akıllanmadılar.

            Tarihin gerçeklerini kim değiştirebilir?  Kimse!

            Bakınız! Rum Eğitim Bakanlığı orta eğitim öğretmenlerine bir genelge göndererek, lise 2. Sınıf İngilizce kitbındaki Atatürk  resmini ve “Türkiye’nin muhteşem Kahramanı” ifadesini taşıyan sayfanın yırtılmasıni emretmiş, sonra da bütün kitapları toplatmış.

            Bu ne kin?  Bu ne öfke?

            Yani kitaplardan Atatürk’ün resmini yırtıp atmakla ne değişti veya değişecek?

            Atatürk, yine bütün dünyanın gözünde bir kurtarıcı ve kahramandır.  Atatürk’ün resmi yırtılmakla Rumların eline birşey geçmemiş, sadece içlerindeki Türk düşmanlığı açığa çıkmıştır, bir kere daha.

            Halbuki 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, sözde iyi niyet temelleri üzerine kurulmuştu.  Rumlar Türkçeyi, Türkler de Rumcayı öğreneceklerdi.  Anımsadığım kadarı ile Rumlar Türkçe derslerini almamışlar ama bizim cenerasyon tam 6 yıl Rumca dersleri almışlardır.  Biz neden defterimizdeki Yunan bayrağını kesip atmadık. Sadece, “Düşmanımın dilini öğrenmek bana zarar vermez, kazandırır” anlayışı ile Rumca derslerine girmiştik.

            Dersi kitaplarından Atatürk resminin yırtılması, bana Nikos Samson’un Küçükkaymaklı saldırısında eline geçirdiği Türk bayrağı ile poz verişini ve “Cesursan gel al” deyişini hatırlattı.

            Türk askeri ne yaptı, tam on bir yıl sonra?

            “Cesurum, geldim ve aldım” dedi Türk bayrağını eline alarak.

            Bir başka olay geldi aklıma...

            Hani bir Rum genci sınırdaki bayrağımızı indirmeye kalkışınca beynine kurşunu yemişti ya...

            Yine geçmişte, Rumlar işgal ettikleri bölgelerdeki Türk bayraklarını yakmışlar ve yok etmeye çalışmışlardır.

            Rumların Atatürk ve Türk bayrağı hazımsızlığını defterimize not ettik.  Bu yapılan çirkinlikleri de unutmadık.

            Ve soruyorum!

            Ders kitaplarındaki Atatürk ve Türk bayrağı resimlerine tahammül edemeyen insanlarla mı kuracağız geleceğimizi?  Kıbrıs’ı bu insanlarla mı paylaşacağız?  Kıbrıs’ı bu nedenle mi birleştireceğiz?

            Bu memleket nasıl bizim olabilir, bu anlayışla?

            Haliyle Rum Eğitim Bakanlığı’nın bu kararına, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkan Yardımcısı Fuat Oktay’dan kınama geldi.  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Dışişleri ve Savunma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’ndan ve Eğitim Bakanı Olgun Amcaoğlu’ndan da kınama geldi.

            Rumlar şunu bilmelidirler ki, göstermiş oldukları kinleri ve öfkeleri ile büyümezler ve yücelmezler.  Bilakis küçüldükçe küçülürler, hem bizim gözümüzde, hem de dünyanın gözünde.

            Yine merak ediyorum...

            BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ne diyecek Rumların bu çirkin tavırlarına...