Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, pandemi sürecini yönetmede devlete güvenin çok önemli olduğunu söyledi. 
HP’den verilen bilgiye göre, Hakikat TV’de konuşan Rogers, şu anda hükümetin kendi içinde birlik olamaması, her kafadan ayrı bir ses çıkması ve pandemi kurallarına hükümetin kendisinin uymaması nedeniyle vatandaşta güvensizlik oluştuğunu belirtti.
Rogers, “Pandemi, görmezden gelip yokmuş gibi davranılarak yönetilemez, yönetilemiyor. Ülke olarak ekonomimizin durumu nedeniyle herhangi bir kapanmayı kaldırabilecek durumda değiliz. Ama kapanmayı kaldıramayız diye de pandemi yokmuş gibi davranamayız. Çünkü böyle davranmak, tam tersi bizi kapanmaya götürecek bir yaklaşım olur. Hükümet gerekli önlemleri zamanında almalıdır ki tekrar aynı şeyleri yaşamayalım. Hala daha ‘Kademeli olarak açılıyoruz, bir daha kapanmayız’ açıklamaları yapılıyor. Kontrol elden kaçarsa, bu sonuçtan kaçmak mümkün olmayacaktır. Biz bu süreçte sorumlu bir muhalefet anlayışıyla hareket ettik. Bir ‘yeni normal’ içinde yaşamaya alışmalıyız, hiçbir şey yokmuş gibi eski hayatımıza dönersek, pandeminin bizi es geçmesini bekleyemeyiz. En gelişmiş Avrupa ülkelerini, Amerika’yı es geçmediği gibi bizi de geçmeyecektir. Önlemleri gerekli yerde, doğru zamanda almalıyız ki, sürdürebilir bir açılımı sağlayabilelim. Vaka sayılarının rekor rakamlara ulaştığı bu günlerde hükümet önlemleri artırmaktan geri durmamalıdır ki ileride tam kapanmayı önleyebilelim” ifadesini kullandı.

“KKTC’YE GİRİŞLERDE ÜLKELER YENİDEN SINIFLANDIRILMALI, ÜLKEDE GÖRÜLEN VARYANTLAR TAKİP EDİLMELİ”
Dünyada birçok ülkede vaka sayılarında yeniden ciddi bir artış yaşandığına işaret eden Rogers, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’nun KKTC’ye girişlerde ülkeleri yeniden sınıflandırmasının bu noktada çok önemli olduğunu belirtti. 
Ülkede hangi mutant varyantları olduğunun net olarak bilinmesi gerektiğini söyleyen Rogers, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda açıklamalar özel bir üniversitenin kendi yaptığı çalışmalarla ortaya koyduğu veriler üzerinden yapılıyor. Ama devletin de hangi varyantların görüldüğünü yakından takip ediyor olması gerek. Çünkü belli varyantlar salgının seyrini ciddi anlamda değiştirebiliyor. Örneğin ülkemizde İngiliz varyant dominant varyant gibi duruyor. Laboratuvarda çalışan arkadaşlarımızın söylediğine göre, yapılan testlerde gördükleri tip ilk başlarda gördüğümüz SARS-CoV-2 virüs değil, İngiltere varyantı dediğimiz daha kolay yayılan tür. Sağlık Bakanlığı bu konuda hala daha sistematik bir çalışma yapmadı. Kendisi eğer bunu yapamıyorsa, ‘Bunu şu özel üniversiteyle iş birliğiyle yapıyorum’ demelidir, onu da demiyor. Bu yönden de bir başıboşluk hakim. Yurtdışından gelişleri de düzenlemek gerekiyor. Bu süreçte ülkeye gelişlerdeki karantina süreleri bilimsel bir temele oturtulmuş değildir. Kuluçka süresi 14 gün iken, hükümet edenler 10 günlük bir karantina sürecini uygun gördü. Bu ne demektir? Kişilerin 10 günden sonra hala pozitife dönme riski vardır. Bu yolla vakalar daha da artabilir. Halkın pandemi önlemleri ile ilgili doğru bilgilendirilmesi şarttır.”

“AÇILIM YAPILIRKEN TEST SAYISININ VE DENETİMLERİN YAPILMASI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR”
Jale Refik Rogers, diğer önemli konunun test sayısı olduğunu dile getirdi. Başından bu yana test sayısının artırılması gerektiğini söylediklerini hatırlatan Rogers, Sağlık Bakanlığı’nın iş kollarına yapılan zorunlu testlerden bile vazgeçtiğini aktardı. 
Rogers, “Tam salgının yeniden patladığı ve açılımın yapıldığı bugünlerde daha çok test yapmak yerine ‘İş kollarına testi zorunlu hale getirmeyeceğiz, isterseniz yaptırabiliriz ya da uyarsa biz size rastgele test yapacağız’ diyor. Bu çok yanlıştır. Eğer altından kalkılamıyorsa da başka çözümler bulunmalıdır. AB’den 75 bin Antijen testi bağışlandı. Bu testler daha çabuk sonuca ulaşmamızı sağlayacak. Bu testlerin kullanımıyla ilgili hala herhangi bir adım atılmadı. Test sayısının artırılması her bir pozitif vakayı bulup temas zincirini kırmamız için önemlidir. Vaka sayılarındaki katlanarak artışı ancak bu yolla engelleyebiliriz. Bununla beraber denetimi de artırmalıyız. Son iki Sağlık Bakanı da ‘Bizim ülkede denetim olmaz, denetim zafiyetimiz var, bunu kabullendik’ diyor. Biz bunu kabullenecek durumda değiliz. Sağlık Bakanlığı pandemi sürecinde çok sayıda eleman aldı. Denetimi nasıl yapacağını planlamalıdır, yapamadığı noktada da yetki verdiği belediyelerle denetimin nasıl yapacaklarını belirlemelidir. Özellikle ev karantinasına geçilmesi planlanan şu dönemde denetim yapılamaması demek vakaların tamamen patlaması anlamına gelebilir. Evet ev karantinası psikolojik olarak vatandaşı, ekonomik olarak da devleti rahatlatacaktır ama bir plan yapılıp halkla paylaşılmalıdır” diye konuştu. 

“AŞI AĞIR HASTALIĞI ÖNLEMEK İÇİN EN GÜÇLÜ SİLAH”
Aşı konusunun çok tartışıldığını belirten Jale Refik Rogers, “Yeni gelen Bakan bir önceki Bakan’ın aşı konusunda adaletsizlik yaptığını iddia ederek kendisinin daha adil davranacağını söyledi. Yeniden aşı yapılmaya başlanıyor ve biz de bunun takipçisi olacağız” dedi. 
Açıklamalarda bazı tutarsızlıklar olduğunun altını çizen Rogers, Sağlık Bakanı Üstel’in birkaç hafta önce aşı olmamış yaşlı sayısına 8 bin 500 derken, bu süreçte hiç aşılama yapılmamasına rağmen birkaç gün önce yaşlı sayısını 2 bin olarak verdiğini aktardı. Rogers aşıya ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Aşı, ağır hastalığı önlemek açısından en güçlü silah. Dolayısıyla yaşlıların ve kronik hastaların öncelikli olarak bir an önce aşılanması gerekiyor.”

 “DEVLET KAYNAKLARI FÜTURSUZCA KULLANILIYOR, YAZIKTIR”
“Ortada bir kriz var ve krizi yönetecek olan da hükümettir. Biz de muhalefet olarak tabii ki destek vermeye hazırız. Ancak hükümet edenler atamalar, kurultayla uğraşıp ülkenin gerçek gündemi olan sağlık ve ekonomiyi bir kenara atmış durumdadırlar” diyen HP Milletvekili Rogers, hükümetin bir yandan hayat pahalılığı kesintisi yaparken diğer yandan devlet kaynaklarını fütursuzca kullanıldığı bir dönem yaşandığını anlattı. 
Bir bakanın dünürünün, emekli olmasına bir yıl kalmasına rağmen emekli maaşına yansıması için üst düzey bir mevkiye atandığını söyleyen Rogers, “Yazıktır, günahtır bu ülkeye. Ülkede Sağlık Bakanı değişiyor. Gelen Bakan aynı partiden olmasına rağmen kadroları değiştirdi, yeni kişiler getirdi. Tabii ki siyasi danışmanlık yapacak kilit kişilerin değişmesi normaldir ama bunun ötesine geçilmemeliydi” dedi.

Editör: Mehmet Kasimoglu