Aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi de olan Naderi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, omurga-omurilik tümörlerinin ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ifade etti.
 Naderi, kansere yakalanan hastaların ciddi bir bölümünde kemiklere ve omurgaya yayılımın söz konusu olduğunu belirterek, bazı hastaların, tümörün erken dönemde belirti vermemesi nedeniyle omurgaya yayılmasın ardından, bazılarının da hastalığın bilinmesine rağmen yayılmadan sonra hekime başvurduğunu söyledi.

“BAZI TÜMÖRLERDE GENETİK YATKINLIK VARDIR”
 "Gerek metastaz yapan tümörlerin, gerekse omuriliğin kendi tümörlerinin ortak noktası şudur; ikisi de sinir yapısına dokunduğu için hastada ağrının yanı sıra, kuvvet kaybı yapıyor. Hasta kısa sürede felç olabiliyor" diyen Naderi, şunları kaydetti:
 "Bazı tümörlerde genetik yatkınlık vardır. Omurga metastazlarından bahsedersek zaten en kanlanan yapılardan biridir. Dolayısıyla gerek memedeki, gerek tiroiddeki, gerekse böbrekteki bir şey, kan yoluyla hemen omurgaya geçebiliyor. Bir anda hemen oraya tohumlanarak, yerleşiyor. Sonuç olarak, omurga ve omurilik tümörü teşhisi konulan hastalardaki en büyük şikayetlerden biri çoğunlukla gece gelen ağrıdır. Eğer bu ağrı sizi çoğunlukla gece uyandırıyorsa bundan korkmak lazım. Özellikle tümörün yerleştiği bölgeye göre değişmekle birlikte ağrı, genellikle orta hatta yakın bölgede görülür. Bu şikayetten şüphelenilmesi lazım. Çünkü geç kalınırsa başka problemler çıkabilir."

Ayrıntılar VATAN'da
Kaynak: T.A.K.

Editör: Mehmet Kasimoglu