Sarı yelekler giyip yürüyeceklermiş.

Sarı yelekliler Lefkoşa’ya girecekmiş.

Hayır Paris’in sarı yeleklileri değil, KKTC nin müteahhitleri sarı yeleklerini giyip, daha doğrusu, moda sandıkları ‘sarı yelekliler’ hareketini taklit etmek için önce sarı yelekler satın alacaklar ve / veya diktirecekler sonra da onları giyip, planlı bir şehirleşmeyi, konut, apartman, villa yapımını, inşaat sektörünü, nihayet denetlemeyi düşünmeye başlayan politikaları protesto etmek için Salı günü bir aktivite planlıyormuş

Sarı baretler akıllarına bile gelmeyecek her zaman olduğu gibi.

‘Sarı yelekliler’ diye anılıyor Fransa’da başlayıp tüm Avrupa’ya yayılma eğilimi gösteren prostesto eylemlerine katılan maaşlılar.

Lefkoşa’ya sarı yeleklerimizle gireceğiz diye gaz basanlar maaşlılar değil, bunlar paradan para kazanmanın peşinde olanlar.

Evet bunlar da inşaat işleri ile ilgileniyorlar ama işçi, usta, mühendis olanlar değil, bunlar iş ile işçi arasında olmazsa olmazmış gibi yaparak ve buna başta hükümetler olarak pekçok kesimi de bu martavala inandıran müteahhit diye anılan aracı, kârcı guruplar.

Yıllardır sendikasızlaştırılarak katmerli biçimde sömürülen inşaat işçilerinin içinde bulunduğu gayri insani durumun baş müsebbibi bunlar.

Yıl 2018 ve kendilerini haklı kendilerinden başka herkesi de (enayi dememek için) haksız gören bu kesim, ‘ bize, her birimize sarı baret vermezseniz bu inşaatta işleri durdururuz demesinler diye örgütsüzleştirilen, sendikasızlaştırılan inşaat işçilerinin patronları.

Yıl 2018 iş ve iş güvenliği olmadan işçi çalıştırmayı reddediyoruz demesi gereken bu beyzadeler, İsa’nın doğumundan 2018 yıl sonra bile hiçbir iş güvenliği olmadan işçi çalıştırmayı marifet bilen işçi avcıları.

Adına iş kazası denen cinayetlerin baş sorumlusu hükümetler değil bunlardır, sakın yanlış anlaşılmasın, can ve iş güvenliği sağlanmadan bir işyerinin, inşaatın faaliyette olmasından elbette hükümetler de sorumludur ama, o olumsuz koşullar altında işçi çalıştırmayı bilfiil gerçekleştirenlerin sorumluüu, suçu ve günahı bütün hükümetlerden önce gelir.

Hükümetler bu ahlâk dışı çalıştıranlara göz yummakla, gerekli tedbirleri almamakla, cezaları kesmemekle sorumludur ve fakat bu insanlık dışı ortamda işyaptıranlar daha da sorumlu,suçlu ve günahkârdır.

Yürüyün sarı yeleklerinizi giyinip kuşanıp yürüyün, inşaat işçilerinin sarı baretlerini aklınız bile getirmeden yürüyün.

Yürüyün isterseniz lüks arabalarınıza da günün anlam ve önemine uygun olsun diye sarı yelek giydirerek yürüyün, siz ve arabanız nerden bilsin ki, inşaatta kaza adı verilen cinayetle öldürülen işçinin ahhh çekişini.

Yürüyün yollar sizin her adım attığınız yere, arabanızın tekerleğinin döndüğü her yere 8-10 yetmez 12-22-42 kat inşaat diye yürüyün.

Her metreküp beton şu kadar ağacın otun tilkinin lapsanın ölmesi demektir diye hiç ama hiçç düşünmeden yürüyün:

Yürüyün arş ileri gözünüzün gördüğü her yeri dağı ovayı ormanı betona safalta boğmak için yürüyün.

Sarı baret mi boş verin ona, çek yaprakları ve kredi kartlarının altın sarısı için yürüyün

( not : hiçbir müteahhit biz yatay büyüme değil dikey büyümeden yanayız, böylece daha az arazi heba olmuş olur demesin, çünkü toprak ve tabiat hayat müteahhitlerin umrunda bile değildir, biliyoruz )