Şu minnacık ülkemizde ses kirliliği ve çevre üzerine kaç tane yazı yazdığımı pek hatırlamıyorum.  Lakin bilgisayarımdan araştırma yapsam, herhalde bir kitaplık malzeme oluşur.
Bir gazeteci-yazar neden sürekli çevre ve ses kirliliği üzerine yazılar yazar hiç düşündünüz mü?
Hele bir düşünün bakalım...
Bir toplum bireyi olarak herkesin huzurlu ve sessiz, hatta sakin bir hayat sürmek istemesi gibi, gazeteci-yazarların da, onu hak ettiğini düşünüyorum.
O bağlamda kamuoyunun sürekli dillendirdiği “ses kirliliği ve çevre” konusu, sık sık gazetecilerin kalemine dolanıyor.
Bana göre gerek çevre, gerekse ses kirliliğinden sorumlu bakanlık bu konuda çok ciddi ve derinliğine bir çalışma başlatması lazım.  Hangi anlamda, ona da parmak basalım...
Evvela trafiğin içinde gürültü ve ses kirliliği yaratan araçlara bazı kısıtlamalar getirilmelidir.  O kısıtlamalar yanında, cezai müeyyideler de uygulanmalıdır.  Lakin bugüne kadar hiçbir babayiğit bu konuda ciddi bir karar alamamış veya aldıramamıştır.
Lakin şu soruyu da sorma ihtiyacı duyuyorum!
 “Ses kirliliği” konusu Çevre Yasası’nda ayrı bir madde olarak mevcut mu?
Bir zamanlar bu konuyu gündeme getirdiğimde yasaya şöyle bir göz atmış ve ses kirliliğine ilişkin ayrı bir madde olduğunu saptamıştım.  Anımsadığım kadarı ile zamanın Çevre Dairesi Müdürü Ahmet Keskin’di.
Genel anlamda olaya baktığımızda bu konuda bütün partilerin bir çekincesi vardır diye düşünüyorum.   Kimse cesur kararlar alamıyor maalesef.
Herhalde en büyük ses kirliliği, trafiğin göbeğinde ses çıkaran eksozları ile lastiklerini cayırdatarak insanların beyinlerini oyan motosikletlerdir.  Bu araçları süren gençler ne kadar vicdansızdırlar değil mi?
Gecenin 02.00’sinde yattığınız yerde aniden korku  ve gerilim içinde uyanırsınız o motosikletlerin eksozlarından çıkan çılgın sesle.  Sonra da küfürü basarsınız.
Özel pistlerde yapılan motosiklet yarışlarına diyeceğim yok.  Her ülkede olduğu gibi bu alanda tutkulu olan gençlerin hakkıdır bu türdeki etkinliklerde kendilerini tatmin etmeleri.
Lakin herşeyin de bir dozu vardır.  O dozu kaçırdığınız zaman, işte böyle gazeteler ve yazarlar sizi bombardumana tutarlar.
Tabii ki elde olmayan zorunlu ses kirliliğne kimse birşey diyemez.  Örneğin sıfırdan başlanan bir inşaatın kalıplarıdır, demirleridir, harç yoğurma makinaları ve beton işleridir, hep bunlar gürültü ve ses kirliliği yaratan unsurlardır.  Lakin biliniyor ki o inşaat bir süre sonra bitecek ve o inşaata yakın oturan insanlar huzur bulacak.
Mesela çok kalabalık apartman sakinlerinden yükselen çarpık sesler de kirliliğin bir parçasıdır.  Bunlardan kimisi radyosunu dininden dingiline kadar açar ve keyfine bakar.  Adeta “Bana ne başkasının huzurundan” dercesine bir davranış biçimi yani.
Geçmiş yaşantımızda küçük işletmeler hep kent merkezindeki sokak aralarındaydı.  Zaman içinde yatırım ve sanayileşme geliştikçe, devletin hazırlamış olduğu sanayi bölgeleri, onları oraya taşıdı.  Demek kalkınmamız açısından da çok iyi şeyler yapmışız.
Gerek devlet, gerekse özel okulların yarattığı kirliliğe de engel olamazsınız.  Çocukların çığlıkları ve cıvıltıları insana huzur verse de, onların yarattıkları da ses kirliliği, çevre sakinlerini rahatsız eder.
Ülkenin ses kirliliği turizmde çok kötü etkiler yaratır.  Aylar önce rezervasyon yapan yabancı
turistler, katiyen otellerinin veya otel odalarının civarında ne görüntü açısından kirlilik görmek isterler, ne inşaat gürültüsü.

Siz bilir misiniz Alman yasalarını?
Alman Turizm yasalarına göre şayet bir Alman herhangi bir acenteden bir başka ülkede tatil yapmak için rezervasyon yapmışsa ve tatilini zehir edecek kirlilikleri yaşamışsa, o acenteyi dava etme hakkı vardır ve ödemiş olduğu parayı da geri alma hakkına sahiptir.
Siz öyle bir durumda kalan acente sahibi olmak ister misiniz?  Elbette istemezsiniz.  O nedenle yapacakları rezervasyonları çok dikkatle seçersiniz.
Kısacası ses kirliliği için mutlaka ama mutlaka ilgili bakanlığın tedbir alması gerekir diye düşünüyorum.  O tedbirlerin başında da özel motosiklet ve araç eksozlarının yasaklanması olmalıdır.
Bilemiyorum... Şimdilik bunlar geliyor aklıma.  Bazılarını hatırladıkça, yine yazmaya ve kamoyu oluşturmaya devam edeceğim herhalde.  Yani motosiklet sesleri ve eksozlarının gürültüsü beni rahatsız ettiği sürece...
Kısacası “ses kirliliği” deyip geçmeyin, sevgili okurlarım...  Geçmeyin çünkü hepimizi tedirgin eden bir durumdur bu.