Mısra düşürüyor / sesin / gül / dalından 
ne zaman öpesim gelse / YAĞMUR / ardından sözler
yıkanmış hasadında urbanı giyince
SEN  / bahar atlanır gelir dağlarından /  uçurumlarından / uçsuz bucaksızlıklarından
uçarı hayat babında / çocuk tavrında /  işte aşta aşkta
oyundur / saçlarını tararsan  

RÜZGÂR
çıplak / ansızın ve çırılçıplak /  ah / benim gözlerim
sabahın çiyinde zambak ve / yağışlı toprağına...
ıslan sabahın erinde /senden sonra / dal kaysı ve bal...

TADINDA
Söylüyor şarkısını kuşlar
Yürür dağ / peşinsıra yürür örtünmüş kırkyama yorganını
ovan  
bulut yağmurdan perdesini indirir.
Yürür rüyalar oyunlar yürür /  yanınsıra lirik
ve cam / kırılgan
şarkılar söylenmemiş / zulandadır / nergis ve sabır
bir de uzatsan ellerini tarlaları buğdayın nergisin lâlenin / hasadı kadim dostlukların / şaraba hazır üzüm / can içre canım /
Tan atımıdır belân / yansır suya / gülün püskürmesi ağzında / uyanırsın
yatağından / kalkışır sular / sonra akmaya / esmeye rüzgârı dağların.
ovanda / senden sonradır sarıalmor

RENGİNDE
Açar ebemkuşağı
Daldırıp çıkarmış / belli / saçlarını suya
tuzun tarihini yazmış sesine / çıkıyor dünden açmış da çiçeği de narın
duvarı yıkıp / gidiyor / uzatsam elimi / buğday
tarlası kadim dostlukların / açtığı ve kapanmıyacak bir daha pencere göğsü / kuşlar girer içeri.
Uyanınca gün sabahla ve oyunla çocuk / hasretle gurbetteki  
“gurbet yavrum
Garba düşmektir” / demişti şairin teki ve çingenenin yüreği yedi verendir
Almasını bilene
susayana su / şiire ses ve renk dağa düze / ota çiçeğe.
Salınıp geliyor çingenem / peşi sıra şenlik.

BAYRAM
Sonra.