Gözlerindir sofraların en güzeli

Ve bakışın örtündüğüm atlas yorgan.

Ellerin dağ inmesi

Olmasaydı güneş neydi gölge, var olur muydu ağaç esmeseydi sesin sesini çocukların. Bekçisi dağların hangi devdir.

Ve asisi kimdir, aşkiyası güzel günler için karanlıkların.

Sur içinde bir ev.

Evde bir sokak sokakta sur içi, sur içinde dünya dünyada bir ses.

Türkçe.

Of çekse dağlar yıkılacak, of çeker yıkılmaz.

Geçer bulutlar bulutlarla birlik yıllar.

Görmez kimse yalnızı ve

beteri çocuk bayramı günü bayramlık elbisesi ile kanlar içinde sokak ortasında yatanı.

Çocuktu daha ilkmektebi bitirmemiş, nejla hanıma gülümseyen ve çekinen karazehradan bir de garanazımdan, ikisi de sevgi dolu çocuğa karşı ama of çekmekten dağlara

çaresiz sert bakışlı.

Masala durmayın kurgulanmış sponsorlarnız dolar ve eurolarınızla.

Biz yaşadık da yazıldı o tarih.

Bekledi endişeyle önce babalarını siperden dönecek mi diye annelerimiz, sonra kocalarını-babalarımızı.

Haftalık izinlerde döl tuttu analarımız ve

Ve ağabeylerimiz yanına gitti babaların sipere.

Yetildik sur içinde güle oynaya ve öpmeden bir kızı hatta yanağından bile vurduk kendimizi sipere. Ondördündeydi Sümer onbeşinde Ünay Paşa onaltı.

Coğrafya öğretmenimiz, onbaşımızdı çavuşumuz tarihimizi birlikte yazarken.

Ova ıssızdı, kış soğuk,

Ellerimizi kim dipçik kıldı mavzere.

Onaltısında siper yirimisinde akademi ve halâ yatar o çocuk,

çocuk bayramında gezden gözden arpacıktan bir de ciğerinden.

Ben kimlere akayım.

Şiirimi bırakıyorum nehirlere aksın divana.

Üşüdüm.

Gözlerindir sofraların en güzeli

Ört beni

(  not ; Kasım 2020 de yayımlanmıştı )