Bitti mi

Bitti sanıyorsunuz daha da kötüsü bittiğine inanıyorsunuz.

Hanife teyze, Akaçalı, toprak kadınıydı, severdi toprağı sevdiği gibi evlâllarını.

Onun sözüdür, gitmez kulaklarımdan ‘ çiçeklenme zamanında herkes sever ağaçları, aslolan iki çiçeklenme arası zamada sevmektir’.

Bitti mi.

Bitti sanıyorsunuz, daha da kötüsü inanıyorsunuz bittiğine görevinizin.

Hey siz, seçilenler, seçenler uyanın 74 den beri sürdürdüğünüz kara uykulardan.

Uyuduğunuz için siz kurudu ağaçlar, dağlar sular otlar.

Baktınız çiçeklerine ağacın meyvelerini yediniz tükettiniz ve öyle kaldınız.

Hey siz, seçenler, seçilenler ve partiler, meclis ve dahi kendini boykotçu ilân edip de biz kazandık diyenler.

Uyanın o kara uykulardan.

Seçim süreci iki seçim arasındadır asıl.

Seçmen olmak ancak ve yalnız niye seçtiğini, kimi niye seçtiğini bildiğin zaman işe yarardır, gerisi kura çekmek,yazı tura atmak ya da babadan atadan Ocak’cı, Doğan’cı Kaymaklı’cı doğmak ve maksat bizim takım gol yemesin diye helâk olmaktır tribünde ki öylesiniz çoğunuz.

Seçilen olmanın anlamı, o gece Sarayönü’nde ya da Dereboyu’nda cibbana çalmak, konvoylar kurmak değil, iki seçim arasında hangi tarlada ne hasadı yapıldığını, neden yapılamadığını, inşaattaki işçinin niye düşüp öldüğünü, memlekette binlerce işsiz varken yurt dışından niye işçi hammedesi getirildiğini sormak, sorgulamak ile anlam kazanır.

Parti olmak, seçime az kala, köy köy dolaşıp, seçimden seçime proje yapmak, program yazmak, en kalabalık ailelerden, örgütlerden ( örgütlerin de ne kadar örgüt olduğu ayrı yazı konusu ) aday devşirmek, albenili broşürler hazırlamak, balon, balonlar için balon olmak, bizi seçerseniz…., bizi seçin diye nutuklar goyvermek, tv ekranlarından vaadler bombalamak değil de iki seçim arasında memleketin ve halkın, hayatın nabzını tutmak olduğunu anlarsanız bir gün eğer….

İşte o gün demokrasiye doğru bir adım atılmış olacak.

Olur mu dersin ey okuyucu.