İnsanların, iş ve ekmek hakkı siyasetçilerin oyuncağı haline geldiği KKTC’den başka bir ülkenin dünya coğrafyasının başka herhangi bir yerinde var olduğunu sanmıyorum!...

Birileri, şu veya bu makama “sahip olmak” adına, yasa, kural ve hiçbir toplumsal ahlaki değeri takmadan bu yüzsüzlüğü yıllardır yapıp duruyor…

Seçim öncesi geçici işe alma sadece geçmiş İrsen Küçük hükümetinin marifeti olmadığı için “yıllardır” diyorum… Çünkü 1974’ten günümüze dek devlet olarak örgütlenme uğraşlarının içinde yaşadığımız 10 genel, yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ve partiler içi kavgalarda bu ayıp hep toplum gündeminde yer alıp bugünlere kadar kokuşmuş bir yara olarak geldi…

Şimdi, İ.Küçük döneminde işe alınan 500 insan üzerinden kimisi; “tasarruf” yapmak adına Ankara’ya yaranma, kimi de “attırmam” diye diye “halk dalkavukluğunun” bugünkü adı ile popülizmin göbek taşı üzerine uzanarak sözüm ona “iş ve emek” savunuculuğu yapmaya çalışıyor!....

Ama kimse çıkıp, ortaya sergilenen “yalan” ve “ikiyüzlülükle” kitlelerin iradesini gasp ederek makam ve mevki işgal eden bu siyasetçilerin ne dün ne de bugün sorgulamasını yapamıyor!...

Sivil toplum örgütlerinin birçoğu, bu korkunç gerçek karşısında bildiri yayınlama tepkiciliği, ya da yanlış adreslerin kapısına yığılarak gündelik “ortalıkta görünme” yarışından başka bir fonksiyon yerine getiremiyorlar… İşte görüyoruz yollar - sokaklardan eylem ve grevlerden geçilmiyor ama, sonuç; SIFIR… Hamam da, tas da hep yerli yerinde duruyor!!!...

Çünkü, çoğunun “karar alıcı” yani başka bir deyişle iktidardakilerin şu veya bu parti yada siyasinin destekçisi… Hiç bilemediniz akraba veya yakın arkadaşı!!!...

Böyle bir yumağın içinden ucunu çıkartıp da sorunlar karşısında sonuç getirici bir direniş ortaya koyamıyor…

Yani açıkçası bunların çoğu, gündüz silahlı gece külahlı dedikleri cinsten… Gündüz sokakta “hak-adalet-şunu veya bunu söke söke alırız” sloganları ile iktidar karşıtı eylemler içinde, gece ise şu veya bu partinin resmi veya gayrı resmi toplantılarında alınan kararların fikir babalığını yapıyorlar!!!...

Kimine göre bu “becer ve bal yala” oluyor!... Onlara göre beceremeyenler de “Ahmak” oluyor!!!

Böyle olunca da, becerebilen, becermesine becerip balı istediğinden ala yalıyor ama, aradaki boşluktan yararlanan “halk dalkavuğu” siyasetçiler ise 500 insanın başına iş açan, onların ekmeği ve işini gündelik politikalara onur kırıcı bir biçimde malzeme yapan, sözüm ona ülke gündemi haline getiriyor!!!...

Oysa, oturup bu ülke insanının iş ve ekmek hakkının adaletli paylaşımının Anayasal güvence altında olduğuna kafa yorup, bu yönde çözüm yolları aramak varken, avuç içi kadar küçücük bu ülkede,

dün söylediğini,

vaat ettiğini,

uğurunda ölüm yeminleri bile ettiği ilkelerinin içine göz göre göre eden pervaneleri dinlemekle gün tüketiyoruz… Halk olarak ömrümüz bu ikiyüzlülük ve sahteliklere tanık olmakla geçiyor…

Son günlerin sokak edebiyatında bile moda yarattı şu geçici istihdamlar ile ilgili gelişmeler!

Herkes; “gelen gideni aratıyor” diye birbirine ninni söyler gibi mırıldanıp duruyor!!!...

Oysa yıllardır aynı edebiyat parçalanmıyor mu bu ülkede?

Kırk yıldır hala daha aynı edebiyatı parçalamaktan bu halk usanmadı mı?

Gerçekten merak ediyorum…

Kısacası, işin en acı tarafı nedir bilir misiniz?

Kıbrıs Türkü’nün Devlet olarak örgütlenmesindeki 40 yıllık sürecin yanlışlarından doğan ve nesilden nesile devredilen sistem sömürücülüğü bizi öyle bir noktaya getirdi ki, bu adadaki varlığımıza karşı dıştan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi umursamaz olup, içteki tehlikeleri bertaraf edebilme zorunluluğu ve çabaları ile karşı karşıya bırakıldık!...

Bu öyle bir sistem sömürücülüğü ki emek, hak ve adalet ilkeleri içinde başarılan birçok girişim ve yatırıma bile insafsızca gölge düşürmektedir.

Bu sistem yüzünden ülkemizde onca başarılı iş adamı, kurum ve kuruluşumuz hak ettikleri takdiri alamamakta, sistemin siyasi rantiyecileri çoğu kez bunlara da ayak bağı olmakta, hatta kıskançlık ve çekememezliklerinin faturasını bile çoğu kez bu değerlere ödettirmektedirler…

Allah Kıbrıs Türkü ve KKTC’nin sonunu hayır getirsin!!!

İpin Ucu 22 Kasım 2013 - VATAN GAZETESİ