İki ayrı devletli çözümün bugünkü konjonktür ve görünür gelecekte mümkün olmadığını savunan TDP MYK, egemen eşitliğe dayalı iki ayrı devlet formülünde ısrar etmenin geçmişte olduğu gibi Kıbrıs Türkü’nü uluslararası alanda zorda bırakmaktan başka bir işe yaramayacağını ileri sürdü.
TDP Merkez Yönetim Kurulu, TDP Basın Bürosu aracılığıyla açıklama yaparak, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Kıbrıs sorununa yönelik açıklamalarını değerlendirdi.  
Cumhurbaşkanı Tatar ile TC’li yetkililerin 5’li görüşmede iki egemen devlete dayalı çözüm politikasında ısrarcı olunacağına vurgu yaptıklarına dikkat çekilen açıklamada, geçmişte de konfederasyon ve iki devletli çözüm modellerinin gündeme getirildiği, ancak bunun Rum tarafının tüm Kıbrıs adına AB’ye girişini kolaylaştırdığı savunuldu.
Geçmişteki hatalardan ders çıkarmadan Kıbrıs Türkü’ne kaybettiren anlayışın yeniden devreye konmak istenmesinin yanlış olduğu ileri sürülen açıklamada, “Eski yanlışlardan yeni doğru çıkmayacaktır” denildi. 
“Federasyon BM Parametrelerine girmiş bir olgudur. Nitekim BM Güvenlik Konseyi son kararında da, Kıbrıs’taki çözüm hedefinin federasyon olduğunu yeniden teyit etmiştir” denilen açıklamada, BM yetkililerinden gelen mesajların da bu yönde olduğu ve yanlışta ısrar etmenin Kıbrıs Türkü açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği savunuldu.
“BM parametrelerini terk etmek, üstelik bunu yaparken şimdiki gibi altı boş taleplerle ortaya çıkmak ciddi bir hata olacaktır” ifadelerine yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Zaten Crans Montana’nın ardından çeşitli gerekçelerle farklı çözüm modellerini gündeme getiren Anastasiadis’in özellikle son dönemde federasyona ısrarla vurgu yapması dikkatlerden kaçırılmamalıdır. Anastasidis’in isteği da zaten bizim BM parametrelerini terk eden taraf olmamızdır. Son 5 yılda tüm taraflarca ‘çözümden kaçan taraf olarak’ suçlanan Anastasidis artık suçlanan taraf olmaktan kurtulacak, daha da önemlisi, Kıbrıs Türk halkı sonu belirsiz maceralara sürüklenecektir.”
“FEDERASYON BİTTİ DEMEKLE BİTMEZ”
“ ‘Federasyon bitti’ demekle bitmez, bitmeyecek de” denilen açıklamada, bir Türk tezi olan federasyondan vazgeçerek, bunun yerine altı doldurulmamış ve kimsenin onay vermeyeceği politikalar ortaya koymanın, Kıbrıs Türk Halkı’nın hem haklılığını, hem de uluslararası hukukla buluşma olasılığını bitireceği ileri sürüldü.
Kıbrıs Türk halkının istencinin de, çıkarının da federal çözümde olduğu savunulan açıklamada, “Kıbrıs’ta çözüm arayışları çerçevesinde ilgili çevreler kendi doğruları çerçevesinde hareket edebilirler, ancak unutulmasın ki, Kıbrıs Türk halkının hak ve menfaatlerini de, Kıbrıs’ın nasıl bir geleceğe ilerleyeceğini de yine Kıbrıs Türk halkının özgür iradesi belirleyecektir. Dolayısı ile Kıbrıs Türk halkının iradesi dışında bir çözüm modelinin dikte edilmeye çalışılması kabul edilemez” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, yapılması gerekenin Berlin Zirvesi’nde ortaya çıkan metin temelinde, 11 Şubat 2014 tarihinde Eroğlu ve Anastasiadis tarafından imzalanan belge ve 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesi temelinde müzakerelere başlamak olduğu kaydedildi.
“Rotamız macera içeren ve Kıbrıs Türkü’nü uluslararası alanda daha da yalnızlaştıracak yollara sapmak değil, doğru ve haklı olduğumuz tutumu kararlılıkla sürdürmek yönünde olmalıdır” denilen açıklamada, bunun hem Kıbrıs Türk halkının hem de Türkiye’nin yararına olacağı ifade edildi.

Editör: Mehmet Kasimoglu