Eski milletvekillerden Tahsin Mertekçi’nin bir trafik kazasına kurban gidişi, gerçekten çok büyük bir acıya neden oldu.  Ben de dahil,  herkes onun genç yaşta ölümüne üzülmüş ve kahrolmuştur.
Hani “Acılar ve sevinçler evrenseldir” deriz ya, o evrensellik içinde erken gelen ölüm, o evrenselliği de sulandırmış bana göre.
Herkes doğar ve herkes bir gün ölür ve bu dünyadan çeker gider.  Mertekçi’nin bu dünyadan böyle gidişi gidiş miydi sizce?  Bana göre değildi.
Siz ister kabul edin, ister etmeyin...  Tahsin Mertekçi de artık ölüm bayrağını çekti ve arkasında bıraktığı acıları ve siyaset hayatında yaptıkları ile anılar sayfasında kaldı.
Tahsin Mertekçi en genç ve en dolu olduğu bir zamanda hayatını kaybederken, geçmişte onun toplum ve halk için yaptıklarını da anımsatıyor zaman insana.
Tahsin Mertekçi’nin ilk milletvekilliği Toplumcu Kurtuluş Partisi’yle başladı ve orada devam etti.  Meclisteki konuşmaları her zaman ses getirmiştir.  İlkeli ve kişilik sahibiydi.  O nedenle “acı oldu” diyorum onun aramızdan ayrılmasına.
Önümüzdeki seçimlerde aday olup olmayacağını bilemiyorum. Lakin duruşu bize olacağının görüntüsünü veriyordu.  Şayet Tahsin Mertekçi yeni dönemde yeniden milletvekilliğinde şansını denemiş olsaydı, şansının pek çok adaydan yüksek olmuş olacağını ifade edebilirim.
Son zamanlarda Tahsin Mertekçi’nin ismi, trafik kazaları ve ölümlerle anılıyordu.  Özellikle trafik kazalarına dikkat çekmek için ortaya koyduğu etkili görüş ve çıkışlar, geçekten çok önemliydi.  Tahsin Mertekçi’nin en son yupmış olduğu açıklamalar, “İnsanların trafik kazalarına kurban gitmemeleri için Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar yapacağı farkındaklık yürüyüşüne” dairdi.
O, bütün hayatı boyunca trafik da daha da nice tehlikelere dair çalışmaları ile dikkat çekerken, kendisi trafiğe kurban gitti maalesef.
Bir keman veya piyano sanatçısının parmağını koparması kadar acı ve dramatiktir Tahsin Mertekçi’nin ölümü. Hangi anlamda?
Siz, insan hayatını korumak ve kazalara dikkat çekmek için türlü eylemler yapacaksınız ve sizin ölümünüz, sizin bir anlık dikkatsizlik sonucu gerçekleşecektir.  Hem de trafik kurallarına dikkat çeken birisi olarak.
İster kabul edin, ister etmeyin.  Öylesine insana acı veren bir ölüm şekli ile hayatı son buldu onun.
Bir keman sanatçısının bir parmağının koptuğunu düşünün.  Veya bir piyano sanatçısının.  Şayet empati yaparsanız, o sanatçının kopuk parmakla enstrüman çalışının ona ne kadar acı verdiğini hemen anlarsınız.   Yani bir sanatçının ölümü gibi büyük bir yıkım...Tahsin Mertekçi bir kere öldü, ama parmağı kopan bir sanatçı her gün ölür bana göre.
Veya bir uçurumun kenarında hayatına kıymak isteyen bir genci intihardan vaz geçirme gibidir Tahsin’in durumu.  Uçurumun kenarındaki genci kucaklayıp hayata döndürürken, ayağının o uçurum kenarında kayması ve uçuruma yuvarlanması gibi acı bir durum.
Benzetmeler bitmez.
Anımsadığım kadarı ile onu bir veya iki kez çıkarmıştım televizyondaki açık oturum programıma.  Hani “çok seslilik” derler ya...  O anlayıştan hareketle programıma sağcısını da, solcusunu ve sosyal demokratını de konuk ediyordum.
Tahsin Mertekçi’nin yapısı gerçekte sosyal demokrattı.  Adalet ve haktan yana idi.  Halka eşitlik terazisinde adalet dağıtılmasını kendine ilke edinmişti.
O görüş ve anlayıştan hareketle sevgili dost Tahsin, toplumsal oluşum ve kitlesel toplum çıkarlarını kendine bir görev bilmiş ve kendini trafik kurallarına uyulması ve insanların ölmemesi için o işe adamıştı.
Ne söylesek boş...  En verimli çağında bu dünyadan çekti gitti ama arkasında da unutulmaz anılar ve izler bıraktı.
Tahsin Mertekçi’ye Allah’tan gani gani rahmet, yaslı ailesine baş sağlığı dilerim.