Suriye göçmenlerine Yunanlıların yapmakta olduğu mezalim, gerçekten bize İkinci Dünya Savaşı’nın Hitler diktatoryasını ve Yunanlılarnı kendi topraklarını terkedip göçmen durumlarını hatırlattı.

                Malum Almanların Adolf Hitler’inde ne vicdan vardı, ne de insanlık.  Hitler, gerçek anlamda tarihin ve insanlığı tam bir yüzkarasıydı.  Milyonlarca Yahudi ile Yunanlıları, Polonya ve daha nice Avrupa insanını baskı ve zulme tabi tutunca, insan şöyle düşünür herhalde o mezalimden kurtulanlar adına.

                “Bir gün bu cehennemden kurtulur ve kendime yeni bir vatan bulursam, yeni bir gelecek hazırlar ve bir vatanım olursa, ileride kesinlikle yoluma çıkacak herhangi bir göçmene kapılarımı açacak ve insanlığımı göstereceğim.”

                Bu sözlerimiz, tarihi unutan Yunanlılar için.

                Milyonlarca Suriyeli, kendi ülkelerinde yaşadıkları ölüm korkusu nedeniyle Türkiye’ye sığınmışlar ve Türkiye onlara kucak açmış.  Sadece kucak açma değil, aş vermiş, iş vermiş ve yeni bir hayat vermiş. 

                Son Türkiye-Suriye sınırında süregelen ve kılını kıpırdatmayan batıya ders verircesine Türkiye, “İnsanlık öyle değil, böyledir.  Ben bütün kapılarımı Suriye göçmenlerine açıyorum.  Diledikleri ülkeye gidebilirler, sığınabilirler ve diledikleri yerde karınlarını doyurabilirler” dedi.

                Esasında ta başından bugüne kadar Suriye göçmenlerinin idealleri olan batıya göç, elbette Yunansitan, Almanya, veya daha da nice Avrupa ülkesi üzerinden olacaktı.  Lakin gelin görün ki Yunanlılar tarihi unutmuş gibi, sınırlarına dayanan ve acıların en katmerlisini yaşayan Suriyeliler, Yunan asker ve polislerince darbedilerek onlara “bu sınırladan geçemezsiniz” diyorlar ve kıyılarına dayanan Suriyelilerin botlarını patlatıp boğulmalarını sağlıyorlar.  Ne büyük bir dramdır bu?  Ne utanç verici?

                Şayet Hitlerin “Kavgam” adlı kitabını okumuşsanız, bütün Avrupa insanlarının onun ellerinde nasıl yok olduklarını, nasıl fırınlarda cesetlerinin kül haline geldiğini öğrenmişsinizdir.

                Şimdilerde Türk basını geçmişi eşeliyor... Geçmişi kaşımaya devam ediyor ve Hitler’den kaçan Yunan göçmenlerine Suriyelilerin onlara nasıl şefkat gösterdiklerini ve nasıl karınlarını doyurup, onlara sıcak yuvalar ikram ettiklerini gözler önüne seriyor.

                İlk Suriye göçü ile başlayan ve Türk topraklarına göçen Suriyelilerin acılarını bir düşünün bakalım.  Türkiye beş milyona yakın Suriyeliye ev sahipliği yapmış ve “Defolup gidiniz” dememiştir Yunanlılar gibi.

                Bir zamanlar Bulgarların orada  Türklere yaptıkları mezalimin bir diğer şeklidir halen Yunan sınırında yaşananlar.  Bulgaristan’dan göçen milyonlarca Türk, Türkiye’nin çeşitli yerlerine yerleşmişlerdi.  Hatırlıyorum...  Turgut Özal zamanında yaşanan bu durum da, Türkiye’ye Türk siyasilerine hayli sıkıntı vermişti.  Çünkü orada ciddi bir asimilasyon yaşanıyordu.  Türklerin isimlerini Rus isimlerine çeviriyorlar ve sizin adını artık “Ahmet, Mehmet, Mustafa değil, tam bir Rus ismidir” diyorlardı.

                Yunanlıların her zaman tarih boyunca acımasız ve gaddar olduklarını pek çok olayda gördük ve yaşadık.  Kıbrıs’taki Yunan bozuntusu Rumların yaptıkları katliamlar gibi...

                Bi zamanlar Hürriyet Gazetesi’nde uzun bir yazı çıkmıştı.  O yazı,  bugün AB üyesi olan Yunanlıların, kendi köylerinde yaşayan Türklerin giriş çıkışlarda pasoya tabi tutulduklarını ve hala “İnsan haklarını çiğnediklerini” anlatıyordu.

                Bu olayı irdelediğinizde dramatik bir durum çıkıyor ortaya.  Sözde özgür bir ülkede, hem de bu çağda tutsak hayatı yaşamak, özgürce o topraklarda seyahat edememek, kiminle görüştüklerini sorgulamak ve daha nice kabul edilmez çirkinlikler...

                Bütün bu çirkinlikler, tıpkı Suriyelilerin Yunan sınırında yaşadığı görüntüler gibi tarihin sayfalarına düşüyor ve insanlığın nasıl yok edildiği belgeleniyor.

                Sanırım bütün bu acı görüntü ve yaşananlardan pek çok dram filmi veya tiyatro eseri hayat bulacak.  Çünkü yaşananlar asla unutulacak gibi değil.

                Yarın bazı göçmenlerle yapılacak mülakatlarda Yunan askerlerinin onlara ne kadar ağır işkence çektirdikleri görülecek ve okunacak.

                İnsanın içi parçalaınıyor çaresiz kalan insanların yaşadıklarını görünce. 

                Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi, bütün insanların özgürlüklerinin ve var oluşlarının gereklerini anlatıyor.  Nitekim TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaşananların İnsan Haklarına aykırı olduğuna vurgu yaptı ve Suriyeli göçmenlere yapılanların utanç verici olduğunu açıkladı.

                Yunanlılar ne anlarlar insan haklarından veya insanlıktan.

                Ama bütün bu yaşananlar mutlaka birer belge olarak bütün dünyanın gözleri önüne serilecek, bunu da unutmayalım.