Adını demokrasi koydukları ve halk idaresi diye kabule zorladıkları hatta kabul ettirdikleri sistem kuzeybatı çeyrek kürenin sistemidir ve dünyanın diğer bölgeleri için hem elverişli değildir hem de olmazdır, sürdürülemezdir.

İtirazları elbette olacaktır okuyanların ve fakat hangi gerekçe ile güçlendirilmeye çalışılırsa çalışılsın bu itirazlar gerçekliği ortadan kaldıramadığı gibi, inkarın kabullenmemenin de faydası da olmayacaktır.

Evrensel bir sistem değildir kuzeybatı çeyrek kürede yaşayan tuzu kuruların parlamentarizmi.

Nitekim Balkan dağlarının doğusunda, bu sistemin Avrupa , ABD , Kanada , Avusturalya ve Yeni Zelanda haricinde her hangi bir devlette sorunların üstesinden gelebilecek şekilde sürdürülebildiği tek bir devlet bile yoktur.

Aha da Japonya demeye kalkışmayın sakın.

Siz kuzeybatı çeyrek küre devletlerinde, başarısızım o halde intihar ediyorum, hara kiri yapıyorum deyip de canına kıyan herhangi bir vekil, bakan, başbakan parti başkanı biliyor musunuz.

Çin, evet kapitalizme dönmüştür dönmesine de bir anlamda kapitalizmin devlet yönetme biçemi olarak kendini var eden parlamentarizmi batılılar gibi yaşamıyor, yaşatamıyor.

Rusya da öyle, Putin ağırlıklı olmak üzere Medvedev ile dangala bişdala oynan bir seçim martavalı onlarınki de.

Olmuyor, balkan dağlarının doğusunda parlamenter sistem olmuyor olmayacak da.

Belki de doğu toplumları - devletleri, batılı devletlerin uzun yıllar sürdürdükleri sömürgeciliği yapmadıkları, yapamadıkları için bir türlü gerçek anlamda kapitalist zihniyet ve sisteme entegre olamıyorlar.

Olmak zorundalar mı.

Şüphesiz ki hayır ve belki de SSCB batlıların devlet yönetme biçemini taklit etmeye kalkıştığı için başarısız olup yıkıldı ve yıkılırken de tüm Varşova paktı uydu devletlerini de NATO ya uydu olarak hediye etti altın kapital tepside.

Her bir devlet kendine uygun olan devleti yönetme biçimini bulmalı ve uygulamalıdır.

Parlamenter sistem tanrı hükmü olmadığı gibi tabu da değildir.

Tartışma ve fakat donanımlı bir tartışmanın vaktidir