Malum Trafik Haftası münasebeti ile bütün okullarda öğrencilere trafikle ilgili bilgiler veriliyor ve o bilgiler verilirken de, farkındalık yaratılması hedefleniyor.
Böyle bir etkinliğin mutlaka ama mutlaka bir yarar sağlayacağını düşünüyorum.  Öğrencilerle okullarda birebir karşılıklı bilgi veren Trafik Şube Amiriliği personelinin anlatıları sanırım pek çok  çocuğa trafik kurallarına uyması anlamında çok büyük katkı koyacaktır.  
Bu bilgi toplantılarında polisin görevleri, halkla ilişkileri, trafik kurallarına uyulmasının önemi vurgulanırken, bir de slogan atmışlar ve bu etkinliğin adına “TRAFİKTE BENİ FARK ET” demişler.
Bence çok çarpıcı ve etkileyici bir slogan.
Normal ifadelerle trafik mesajları vermek başka, “TRAFİKTE BENİ FARK ET” mesajı bambaşka.
O bağlamda bütün kazalarda düzenlenen etkinlikler, 7-13 Mayıs Trafik Haftasında sürecek.
Elbette bu gençler de bir gün hayatın içine girecek...  Elbette onların da özel hayatları ve arabaları olacak. Bunun yanında geceleri muhabbet yapacakları arkadaş grubu olacak.  Ve o muhabbette “araba kullanırken içki almanın yasak” olduğunu bile bile içki de kullanacaklar.
İşte bunun için düzenleniyor bu eğitici etkinlikler.
İsterseniz eğitici programlara katılan bütün öğrencilerin yaşlarını ve isimlerini bir kağıda not ediniz.  Ve en az beş veya yedi sekiz sene sonra, bu gençlerden Allah korusun birilerinin trafik kazasına kurban gidebilecekleri varsayımını kafamdan geçiriyorum.  Neden geçiriyorum kafamdan?  Belki de bu söylenenler bazı öğrencilerin bir kulağından girip, öteki kulağından çıkacaktır.
Öğrencilerin Trafik Memurları tarafından eğitilmesi yeter mi?
Bence yetmez.  Buna neleri eklememiz lazım?
Bana göre sadece öğrenciler değil, aileler de eğitilmelidir yeni yetişen gençlere araba alan veya araba teslim eden veya edecek olan anne babalar da.
Genellikle gençlerin en ateşli oldukları zamanlar 18 yaş civarı yaşlardır.  Liseyi bitirip üniversiteye başladıkları, güzel kızlarla flört ettikleri, hatta arabalarına alarak gecenin geç vakitlerine kadar eğlenecekleri, bu eğlencelerde içki alarak onlara hava atabilecekleri bir gerçek.
Yine de bir söz var, onu da ekleyim yazıma...
“Her şey ana babadan biter” dedikleri bir söz.
Kimi varlıklı aileler, liseyi bitiren kızına veya oğluna araba alıyorlar.  O arabayı alırlarken de hiç düşünmüyorlar.
    “Bu gençler ateşlidir, deli toydur, elleri araç kullanmaya doymamıştır, içki içmemelidirler” gibi vurguları onların beyinlerine soktular mı diye sorguluyorum.
Ne kadar acıdır ki pek çok gencimiz kendilerine yapılan telkinlere kulak asmıyorlar.  Yine de zararın neresinden dönersek kardır misali, Trafik Haftasında öğrencilere bilgi vermek, mutlaka onların tehlikesiz bir hayata hazırlanabileceklerini de düşünüyorum.
Biraz da şu “TRAFİKTE BENİ FARK ET” sloganı üzerine fikir üretelim...
Bu sloganı üreten memuru kutlamak isterim.  Çünkü trafikte insanları fark etmenin ve bir hayat kurtarmanın önemi çok büyüktür. 
Özellikle geceyle gündüzün kesiştiği saatlerde araba kullanan insanlar, mutlaka önlerinde giden yayaları iyice fark etmelidirler.  O nedenle değil mi türlü kazalar olur ve o kazalarda nice yaşlı veya genç insan hayatını kaybeder.
Yolda giderken çok dikkatli araç kullanmak lazım.  Bunun yanında hız tutkunu da olmaması lazım.
Bir sloganı da ben hatırlatayım gençlere!
Unutmayın, “TEZ GİDEN, TEZ GİDER!”
Bu slogan da hız tutkunu insanlara bir naziredir.
Halbuki insanlar neden hız yaparlar anlamış değilim.  Bunun yanında ehliyetsiz araç kullanan gençler de pek çok kez hayatlarını yitirmişlerdir trafik kazalarında.
Kabul etmek lazım... Ülkemizde pek çok yabancı öğrenci ve başka coğrafyadan gelen insanlar, kiraladıkları araçları ile adeta yollarda tehlike saçıyorlar.  Onlar sadece başkalarının hayatını değil, kendi hayatlarını da tehlikeye sokuyorlar maalesef.
Yine de Trafik Dairesi memurlarını ve bu etkinlikte görev alan tüm insanları kutlamak isterim bu “Trafik Haftası”nda.
Kısacası “TRAFİKTE BAŞKALARINI FARK EDEREK” araç kullanmak bir insanlık görevidir diyorum.