İtaat eden canlıya ne isim verilir diye sorulsa!

Benim yanıtım 'böyle soru mu olur'.

İyi de işte soruldu, diyor yazı bana.

Cevaplar düşüyor ardı ardına.

Koyun olur eminim ilk düşen aklınıza. İyi de koyun için itaatsizlik diye birşey var olmadığına göre...

Hınzırlık durmuyor kalemde, 'aç ayı oynamaz' sözü ataların, itaat ile ilişkili olabilir mi diye düşünmeye duruyorum ki; gözlerimin önüne sirkte 'şov' yaptıktan sonra doyurulan ayıların dalkavuklukları geliyor. Ardı sıra da kaplanlar, aslanlar filler, o ohoooo ormandaki hayatları ile sirkteki hayatlarını vuruyorum bir birine ki ormandaki kaplanı ara bulasın sirkte. Öyle ki kedinin duruşu bile, daha kaplan gibi sirkteki kaplandan.

Hah diyorum işte bu.

Elverişli ortamından ayrılmamalı canlı.

Sirk elverişli ortam değildir canlılara, patron hariç

Ve tok ayıdır oynamayan sirkte

Kendine oynar ayı yavruları, aslan kaplan yavruları.

Tüm canlıların yavruları kendine oynar ve bu, büyüyünce de oynamalarına engel değil, yeter ki oynamak kendine olsun.

Besleyicidir oyun, öğreticidir de, yarına da hazırlar.

Ormanda annesinin gözetiminde oynaması ayı yavrularının, yavru kaplanların, aslanların, onlara hayatta kalmayı da öğretir orman koşullarında.

Ama...

Aması şu ki; oynamak ne zaman kendine değil de başkalarını eğlendirmek için olur, işte o zaman o oyun değildir. Başka birşeydir ve fakat kapitalizm bize düşünmeyi unutturduğu içindir ki, oyun deriz başkalarını eğlendirmek için yapılanlara da.

Bir düşünün, çocukken arsalarda mahalle aralarında oynadğınız top oyunu oyun ise, bugün Messi' nin Ronaldo'nun tonla lira karşılığında ya da sırtında Fener, Cimbom forması ile maaş karşılığı koşuşturanların yaptığı iş de oyun mu?

Önce oyunu oyun diye korumalı güzel yarınlar için.

Ve sonra, hangi aynın oynadığını, yeniden yeniden irdeleyerek, günlerce aç bıraktırılarak, ayıcı başının, sirk patronlarının istediği işi yaparsa doyacağı öğretildikten sonra, kokmuş bir armut karşılığında sirk dalkavukluğu yapan ayının işine oyun demekten vazgeçerek ve fakat karnı tok sırtı pek olsaydı, geleceğinden endişesi olmasaydı, sirk patronlarına, ayıcı başlarına, aynın bile oynamayacağını hiç akıldan çıkarmadan, düşünelim itaat etmek nedir.

Hem de üç otuz paraya boğaz tokluğuna.

Kime ve niye itaat edelim?

Ne demiş bir sirk kalfası ayıya. 'itaat et rahat et' demiş.

Demiş mi demiş. O halde ayının, hep ormanı özlediğini ve asıl rahatlığının ormanda olduğunu da hatırlayarak

Yaşamak için doğa içinde hayatı. Keyfimizce boğaz tokluğuna ekmek parasına geçinme derdi ile ya da çok Euro dolar için itaate HAYIR