Bende utanıyorum.
Hukuksuzluğunuzdan,
Adaletsizliğinizden,
Eşitsizliğinizden, utanıyorum!
Doğduğum toprakları, bu topraklarda yaşayanları, bilinçle, özümle seviyorum.
Evdeki Vazo’ya biri çarptıysa eğer, kırılmasın diye müdahale ederim. Zamanında edebiliyorsam eğer; Vazonun, eve olan aidiyeti devam eder… Vakitli hamlenin, manevi huzuru dört bir yanı sarar. Yanlışlığın, dalgınlığın, hatanın, sakarlığın, tecrübesizliğin önüne geçtiğimi düşünürüm.
Geçemiyoruz! Ülkemize;
Kültürümüze,
Nüfusumuza,
Mirasımıza, Mutfağımıza,
Ahlakımıza, Çevremize,
Verilen tahribatın, yapılan saygısızlığın, önüne geçemiyoruz!
Utanıyorum.
Verilen varoluş mücadelesini hiçe sayanlardan nefret ediyorum.
Teslimiyetçilerden, fikirsizlerden, şuursuzlardan, kanaatsizlerden, gözü kör taraftarlardan,
Hem Cami’si hem Kilise’si olanlardan nefret ediyorum.
Federalistleri, “Rumcu”!
Kimlik Siyaseti yapanları, “Solcu”!
İktisat Programı tartışanları, “İşbirlikçi”!
Birliklere inanları, “Foncu”!
İlan edenlerden nefret ediyorum. Gidin sağları gömün!
Başka ülkeler de gömülen Kıbrıslı Türkler’in sayısı artıyor.
Utanmalıyız!
Kurak Akdeniz’de, bir avuç tohuma, bir çuval teşvik vermeye devam eden sistemden,
Pirilli kadar portakala sübvanseye veren devletten,
Hayali turist ile otel nevresimlerini kırıştırmadan, paraları kırıştıranlarla aynı havayı solumaktan, utanmalıyız!
Dün: “God save the Queen”,
Bugün: “Cuma’nız Mübarek olsun.”
Olsun tabii, her devrin yosması…
Dünkü müdahaleye, bugün ses çıkartırsan;
Utanacaksın!
Figen Arkın, Ayşe Hadımcı Candemir, İmge Kozok, Dilek Yılmaz:
İhale şartnamesi ve yol güvenliği tamamlanmamış bir devletin, katran karası asfaltında, kapkaranlığa uğurlandılar.
Niceleri!
Dört kadın,
Dört öğretmen,
Dört çiçek…
Utanmadınız mı?
Utanmalıydınız!
“KKTC’de iz bırakacaksınız” öyle mi?
İhvancılarla ortaklaşıp, “Dini bütün” olacaksınız öyle mi?
Bezsiz, sütsüz, işsiz, geleceksiz, umutsuz, çaresiz, nesiller dururken;
Yedi defa batıp çıkan yerlere, “Konya” mimarisi saraylar istiyorsunuz demek!
Bir kısmınız KKTC’den umudunu kesti; ilhak istiyorsunuz, demek!
Ne kadar utanç verici.
Reşat Kansoy
Vatan Gazetesi
19 Mart ‘21
