Evvel emirde adını değiştirelim.
Uyuyşturucu madde demekten vaz geçip, zehirleyici madde diyelim.
Uyuşturucu madde adı, özellikle sentetik zehirleyiciler, perişan, mahv ediciler, öldürücüler dikkate alındığında çok hafif hatta nerdeyse masum kalıyor.
1980 lere kadar bir elin parmakları sayısını aşmayan bu zehir kullanıcılarının sayısı, ne yazık ki yıllar içinde akla hayale sığmaz boyutlara ulaştı.
Bir saat bile kaybetmeden etkin ve sonuç alıcı top yekün bir mücadele başlatmalıyız. Bunun için görev, İç işleri bakanlığına düşmektedir öncelikle ve fakat her birimizin de bu mücadelede üstüne düşen boyun borcu vardır.
Olabilecek en erken zamanda, İç işleri bakanlığı, yanına Milli eğitim bakanlığı ile Dış işleri bakanlığını da alarak, elbette ki Emniyet Müdürlüğünü, Güvenlik Kuvvetlerini, üniversiteleri, lise ve hatta orta okul müdürlerini de alarak geniş kapsamlı bir istişare yapmalı ve el birliği ile etkili ve kalıcı önleyci tedbirler almanın yolunu aramalıdır.
Özellikle üniversitelerimizde ve liselerimizde kendileri için uygun iklimler atmosferler yaratma peşinde olan zehir kaçakçılarına, tacirlerine karşı, başta emniyet kuvvetlerimiz olmak üzere ve elbette ki emniyet kuvvetlerinin bilgisi ve yönlendirmesi ile, kurumların özel güvenlik birimleri, lise ve üniversitelerde sürekli teyakkuz hatta alarm halinde olmalı, eğitim krumlarını kendi kötü niyetlerine arka bahçe yapma uğraşı içinde olan zehir ve ölüm tacirlerine aman vermemelidir.
Ülkemiz geleceği için önemli perspektifleri bünyelerinde barındıran üniversitelerimizin, dünyanın her tarafında, benzer benzeri çeker misali iş ve suç birliği içinde olan zehir kaçakçılarının kötü niyetlerine kurban edilmemesi için canla başla, Emniyet kuvvetleri, üniversitelerin özel güvenlik birimleri, hatta Güvenlik kuvvetleri ve tüm ilgililer iş birliği ile çalışmalıdır.
Giderek, hepimizi  bir karabasan gibi sarmalına almadan bu zehire ve türevlerine karşı en etkili tedbirleri almalıyız, bütün partiler, bakanlıklar, üniversiteler ve devletin bütün kurumları, anayasal kuruluşlar, böyle bir boyun borcu ile karşı karşıyayız