Erik sever misiniz. Elma, badem, ceviz.

Yeşili ve ağacı da sevdiğiniz şüphe kaldırmaz.

Elmayı, bademi, cevizi yerken seversiniz mi.

Yeşil ile ağacı sözde,  bir de fotoğraflarda mı.

Bakın etrafınıza bir ve tüketmekte olduğunuz ömre. En son ne zaman ağaç diktiniz.

Elma armut, badem ceviz, harup zeytin ne zaman.

Domatesi marul kereviz ne zaman.

Türemiş çiçekçilerle kaynıyor ortalık, eşinize, sevgilinize, doğum gününde bir yakınınıza kendi yetiştirdiğiniz iki dal karanfili, bir kök alyaprağı ne zaman armağan ettiniz.

Nedir erik sevmek, ağaç sevmek orman sevmek.

120 metre kare bahçesinde yenidünya, yusuf, limon, belki badem, bir çam olan yer evinizi satar mıydınız 70 metre kare 3 daire karşılığında müteahhitlere sevseydiniz yeşili ağacı, bademi eriği.

Sadece yerken sevmek elmayı, cevizi tüketim bağımlılığıdır ve dikmek ağaçları, korumak, kestirmemek hayatı sevmektir.

Hazreti google çoktan yazdı, hatta hürriyet ceridesi ile sabah ve yeni şafak da yerli tohumun önemini.

Yoksa siz de Cumhur Deliceırmak gibi züğürt ve olanaklardan yoksun musunuz.

Bütün olanaklar iki dudağınızın arasından çıkacak sözlerinize amade ve örtülü, örtüsüz ödeneklerin harcadığınız kısmı arkanızda, harcayacaklarınız önünüzde. Kursanıza bir tohum bankası.

Yollasanıza 5 öğrenciyi burslu olarak toprak ve tohum etütleri için üniversitelere, Kursanız ya tarım enistitüsünü Mesarya, Güzelyurt ovalarına, açtırsanız ya bir veteriner enistitüsü hayvancılığın yoğun olduğu köyler bölgesine.

İşiniz gücünüz laf, laf laf, lakırdı yarıştırmak, gölge boksu yapar gibi.

Boyun borcudur her bir Kıbrıs Türkünün ağaç dikmek, sulamak beslemek, memleketimizi lafazanca değil hakikaten sevmeli ve mamur etmeliyiz.

Metre kareye düşen ağaç sayısı asfalt ve inşaat miktarını geçmeli