Serinleyen havalarla birlikte özlemini duyduğumuz yağmuru hep bekleriz.
İlk yağan yağmurlarda toprağın kokusu birçoğumuza ilaç gibi gelir...
Mis gibi toprak kokusu.. Çok güzel.. Değil mi?
Yağmurlarla birlikte yeşerir, yemyeşil olur adamız...
Bakmaya doyamayız!
Yağmurla hava temizlenir, neredeyse Beşparmak’ların zirvesinden Zafer Burnu’nu görürüz...
En güzel zamanlarıdır cennet adamızın.
Göletlerimiz su dolar, doğal yaşam bundan nasibini alır...
Ama nerde?
Sterlin hastalığı heryanımızı sarmalamış..!
O kadar gözümüz kararmış ki doğamızı sterlin uğruna katletmeyi hiç aralıksız sürdürüyoruz.
Özellikle Girne bölgesini hepten yoketmek için adeta birbirimizle savaşıyoruz..
Kim daha çok kat yapacak, benim villam vadide en büyük olsun yarışı çığrından çıkmış..!
Ne dere yatağı bıraktık ne vadi ne de gölet...
Öyle bir çarpık ve arsızca harcadık ki doğayı, yağan yağmur ne dereler ne de göletlerimize bir fayda sağlamıyor..
Sağlamadığını bırakın gidecek yol bulamayan yağmur suları bütün yaşam alanlarımızı tahrip ediyor. Büyük ekonomik zararlara neden oluyor. Hayatı felç ediyor...
Kısacası yağan yağmura bile sevinemiyoruz... Yağacak yağmuru istemez olduk..
Özellikle şehirlerdeki çarpık yapılaşma ve belli belirsiz, plansız altyapı en ufak bir yağmurda bile yetersiz kalıyor...
Suçlu kim?
Genelde hepimiz..!
Özelde Devlet ve yöneticiler.
Malum yine görüyoruz. Önümüz seçim. Beş – on oy uğruna ver izinleri, Betonlaştır heryeri!
Dün yağan yağmurda Girne ve bölgesinde ortaya çıkan manzaraya tanık olduk.
100 – 150 Bin Sterlin daha çok para elde etmek için dere yataklarını kapatan villacıklar...
3-5 Metre daha çok alan kazanmak için dereleri tıkayan set duvarlar..
Sterlin uğruna muhteşem doğasıyla ünlü turizmin başkenti Girne artık kurtarılamaz hale geldi.
Birkaç kişiye sağlanacak rant uğruna.. Ceblere atılacak 100-200 Bin Sterlin komisyon uğruna..
Hallediverdi abilierimiz eş dost akrabanın işini..
Ama ayni zamanda sıçıverdiler cennet adamızın doğasına, çevresine!
Yağacak yağmuru istemez, yağan yağmura sevinemez olduk
Saygılarımla.
