Eski Fransız Fransa Cumhurbaşkanlarından Nicolas Sarkozy cumhurbaşkanlığı seçim harcamalarının finansman için,  Libya lideri Gaddafi’den tam 5 milyon dolar almış.
Fransız yasalarına göre hesabı sorulmaya başlandı. Bu işin sonunda ne çıkar bilemeyiz ancak izlenmesinde yarar var. Gaddafi bu dünyadan ayrılmadan Fransız uçaklarının Libya toprakları üzerinde ilk borbardımanı başlatmasıyla karşılığını almıştı ödemiş olduğu beş milyon doların! 
Dur bakalım Sarkozy aldığı 5 milyonun karşılığını, Fransız halkı ve devletine nasıl ödeyecek?

Son günlerin haberlerinden.
Japonya’da özellikle 65 yaş üzeri yaşlılar iyi bakım ve daha iyi sosyalleşme ortamları için bilerek suç işleyerek kendilerine hapishanelere attırıyorlar.
Japonya’da yaşam standartlarının pahalı olması, emekli maaşı veya sosyal yardımlarla geçinmeye çalışan birçok yaşlı Japon insanı için bayağı sorunlu.
İşte bu nedenle kadınların çoğunlukta olduğu yaşılar daha fazla marketlerde gerçekleştirdikleri “hırsızlıklar”la içeri atılmayı tercih ediyorlar.
Şu anda da Japon hapishanelerinde yatan 65 yaş üstü hükümlülerin beşte biri, İstençli suç fiillerden hapishanelerde kalmayı tercih edenler. Aklımıza gelir miydi böyle bir şey? İster gelsin ister gelmesin. Yalan dünyamızın düzmece hırsızlıklarının yarattığı gerçek haller bunlar. Barınmaydı ısınmaydı, giyinmeydi, yemekti içmekti derken al sana hapishane ..Bu gibi davalarda bir da Japon hakimleri gözünüzün önüne getirin..Adalet adalettir yine de.. Ama cezalandırmanın en mutlu ve güzel olanı budur herhalde..Gerisiniboşverin..
Yeter ki yaşlıların karnıları tok sırtları bütün olsun..Gönülleri şen olsun..
Japonya’da yaşam süresi ortalamasının da bayağı yüksek, 85 gibi olduğunu düşünürsek, Japon arabalarının fiyatlarının bir türlü neden aşağıya çekilemediğini tahmin edebilirsiniz. Para lazım, misafirhane görevi de yapan hapishanelerin giderlerini karşılayabilmek için..
Gelelim bizim kuzey Kıbrıs’a..
Burada da bazı ilginç vaziyetler yok değildir..
Gerçi hapishanedeki yığılmalar var ama bunun nedeni gerçek suçlulardır çok sayıda olmalarıdır..
Bizdeki durum şöyle: Erken emeklilik hakkından yararlanıp daemekliye ayrılan birçok beylerin, ya eşlerinin ölmeleri ya da gönül tazelemek amacıyla eşlerinden ayrılıp genç hanımlarla 2. Ve belki de 3. Baharı yaşamakta olmaları..
Peki diyeceksiniz ne var bunda? Yok bir şey yok da..
Devlet, hele çocuklar da olmuşsa, genç yaşta dul kalacağı belli olan çok sayıda bayana ve varsa çocuklarına çok uzun yıllar maaşlar ödemeye devam edecek demektir bu
Kısaca ortalama 30 yıl çalışarak emekli olmuş şahsın dul kalmış genç eşine ve çocuklarına öldükten sonra bile ekstra 50 yıl da ödemeye yapmaya devam etmesidir bu.
Bir şey değil ödesin..Boy boyladı soy soyladı. Yeter ki gönüller şen olsun..devam.
…..
Geçtiğimiz hafta Avrupa liderler Konseyinin kararlarında, Türkiye’ye ve dolaylı olarak da Kıbrıslı Türklere karşı istediği kararları aldırtmış olan Kıbrıslı Rum siyasal yetkiler yerlerinde duramıyorlar.
Anastasiades, sadece siyasal anlamda söylüyorum, adaya tamereksiyonla dönüş yaptıktan sonra . Dışişleri Bakanı Hristodoulides’in de yakında birçok ülkeyi ziyaret edeceği açıklandı.Gençtir, enerjiktir eder..Bu ziyaretler arasında önce bölge ülkeleri kalaylanacakmış. Sonra da sıra BMGK’nin beş daimi üyesinin başkentleri.
Rum basınına göre tüm bu ziyaretlerin amacı Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini önlemekmiş. 
Kısacası Kıbrıs Rum tarafı bizden başka kimse doğu Akdeniz’de  “markuç” sarkıtamaz diyor.  
DeepSea metro2000 de hazır.Markuç sarkıtmak için bekliyor.Sarkıtacak mı sarkıtmaycak mı? Sarkıtırsa ne olur, sarkıtmazsane olur? Siyasal anlamda ne olur tabii..
Neyse ki bugünün akşamında Bulgaristan’nın Varna kentinde Türkiye-AB zirvesi veya buluşması var. Ben AB-Türkiye hesaplaşması diyorum.
AB büyük komşusu Türkiye’yi de bir şekilde “idare” etmek zorunda olduğunu biliyor. “İdare” de, nereye kadar? Bunu da yarına göreceğiz.

Gelelim Gıbrızımıza.
Cumhurbaşkanı Akıncı ve Başbakan Erhürman AB Konseyi’nin doğu Akdeniz’deki “faaliyetlerle” ilgili almış olduğu kararları Kıbrıslı Türk siyasal iradesi açısından eleştirdiler. Hem de çok iyi eleştirdiler. Sonuç ne olur göreceğiz.
Ancak bu koşullar altında gerçekleştirilecek bir yemeğe, AB’den aldığı “siyasal viyagra” ile tam bir siyasal ereksiyonla gelecek olan Anastasiades’in masayı yıkıp viran eylemesinden korkarım! Ya da çok garip siyasal cilveleşmeye girişmesinden! Bugüne kadar her ikisini de iyi becerdiğini kanıtlamıştır. Nasıl olmasa AB annesi, Merkel teyzesi, Macron yeğeni O’nu her zaman bağrına basar. NO problem!
Bu masanın altında da hiç kimsenin  kalmasını istemem doğrusu. Golay mı..

Tarih de kaydetmiştir ki bu yalan-dolan dünyada söylenen sözler beklenmedik bir anda ve şekilde gerçeklere de dönüşür, dönüşebilir.Ve herkes, birey olarak. Toplum olarak, halk olarak, millet olarak ve devlet olarak ya da Kıbrıs’ta eşit bir siyasal varlık ve irade olarak, GUVVATINA GÖRE OYNUYOR VE OYNAYACAK.
ALLAH GUVVAT VERSİN HEPİMİZE DE. HERKESE DE..SADECE GÜÇ YARIŞTIRMA GUVVATI DEĞİL..AKIL GUVVATI DA, AKIL..ANCAK KARŞIMIZDAKİLERDE, BU KADAR EREKSYONA (SİYASAL ANAMDA) GETİRİLMİŞ OLMANIN MEGALOMANİSİYLE NE KADAR AKIL KALDI ? ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA  BUNU YAŞAYIP GÖRECEĞİZ HEP BİRLİKTE. ORTAK AKLIN GALİP GELMESİNİ DİLEYELİM Kİ KIBRIS’IN KARASINDA DA DENİZLERİNDE DE BİR ORTAKLAŞMAYA GİDİLEBİLMENİN YOLLRI AÇILSIN EN AZINDAN.