- KKTC Engelliler Dayanışma Derneği Başkanı Ömer Suay; “Çevre de çok ciddi sorunlarımız var. Çünkü ne yollarımız yol, ne kaldırımlarımız kaldırım… Her zaman şunu söylüyorum. Özellikle başkent Lefkoşa’nın kaldırımlarında değil engelli bireyler, engelli olmayan bireyler bile rahatlıkla hareket edebilecek kolaylığa sahip değil”

- “Engelli istihdamı konusunda kamusal alanda çok büyük sorunlar var. Kamusal alandaki istihdam yaklaşık 13 yıl önce yapılmıştı. O günden beri gelmiş geçmiş bütün hükümetler kendi zamanlarında ayrı ayrı söz vermiş olsalar da buna bir önceki hükümet dönemi de dahil maalesef herhangi bir gelişme elde edilemedi”

Soru: Sizi yakından tanımak adına kendinizden bahseder misiniz?

Ömer Suay:  2014 yılı itibari ile KKTC Engelliler Dayanışma Derneğinin başkanlığını yürütüyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Aynı zamanda profesyonel iş hayatımda Türkiye’de bir kurumda bilişim güvenliğinde görev alıyorum.

2014 yılı itibari ile ülkemdeki engelli bireylerin daha insancıl yaşam standartlarına ulaşabilmesi adına mücadele içinde olan bir kişiyim.

Soru: KKTC engelli arkadaşlarımızın yaşadığı zorluklar nelerdir?

Ömer Suay: Bu aslında çok yönlü bir konudur. Bu söyleşide birkaç başlıkta toparlamakta mümkün değil. Ama ana başlık halinde sıralamak gerekirse; çevre, sağlık, eğitim, istihdam şeklinde devam edebiliriz.

Çevre de çok ciddi sorunlarımız var. Çünkü ne yollarımız yol, ne kaldırımlarımız kaldırım… Her zaman şunu söylüyorum. “Özellikle başkent Lefkoşa’nın kaldırımlarında değil engelli bireyler engelli olmayan bireyler bile rahatlıkla hareket edebilecek kolaylığa sahip değildir.” Çünkü çok ciddi anlamda kaldırımlarımızda sorunlar var.

Bu sosyal devlet olma noktasında ülkemizdeki her kurumun üzerine düşen düzeni yapmamasından kaynaklanır. Sosyal devlet anlayışıyla ülkede yaşayan bireylerin Cumhurbaşkanından tutun her hangi bir vatandaşa kadar herkes üzerine düşeni yapmış olsa biz bunları konuşmak zorunda kalmazdık.

Örneğin yerel kurumlar demin Lefkoşa örneğini verdim. Lefkoşa Türk Belediyesi kaldırımları, çevreyi düzenlerken engelli bireylerin de olduğunu düşünmüş olsa, ülkede yaşayan tüm insanlar düşünülmüş olsa bu problemleri yaşamayız. Yapılacak olanlar aslında çok basit. Çünkü çok küçük bir ülkeyiz. Bir kaldırım yapıldığı zaman standartlara uygun olsa, örneğin kaldırımlar on santim yüksekliğinde olsa, tekerlekli sandalye kullanan arkadaşlarımız için hafif eğimli olsa, görme engellilerin rahatlıkla hareket edebileceği kaldırımların üzerinde sarı şeritler olsa bu problemleri yaşamayız.

Burada sosyal devlet eksikliğini bariz bir şekilde hissediyoruz. Aynı şekilde eğitim konusunun üzerinde durmam gerekirse kendi üzerimden örnek vereyim. 1990lı yılların başında ilkokula başlayacağım zaman ülkemde bir görme engelli öğrencinin yeterli kişisel gelişim ve temel eğitimin alabileceği bir eğitim yapısı yoktu. Bugün 25 yıldan fazla bir süre geçti. Yine bu alanda değişmiş bir yapıya sahip değiliz.

Sağlık konusu da bugün bizler dernek olarak bölge ve ev ziyaretlerine çok önem veriyoruz. Engelli bireylerin yaşadığı sorunları bizzat evlerine gidip dinlemeye gayret ediyorum. Çünkü bir hastaneye gittikleri zaman gereken o sağlık noktasındaki önceliği biz bugün bulamıyoruz. Engelli insanlar için hayati önem taşıyan bir çok  ilaçların temini noktasında problemlerimiz oldukça fazladır.

En azından bunları evlerde dinlediğimiz zaman farklı kanallarda, farklı kurumların sponsorluklarıyla kısmen de olsa çözmeye çalışıyoruz. Çünkü sivil toplumun bu noktada önemli olduğuna inanıyorum. Devletin yapmadığına yada yapamadığını yapabilmek için mücadele ediyoruz. Sivil toplumun ana amacı belki de budur.

Engelli istihdamı konusunda kamusal alanda çok büyük sorunlar var. Bu alanda istihdam yaklaşık on üç yıl önce yapılmıştı. O gündür gelmiş geçmiş bütün hükümetler kendi zamanlarda ayrı ayrı söz vermiş olsalar da bir önceki hükümet dönemi de dahil maalesef herhangi bir gelişme elde edilemedi.

Ancak bu alanda özel “sektör teşviki” dediğimiz bizim nitelendirdiğimiz bir gelime var. Çok kısa bir süre önce Çalışma Bakanımız Sayın Faiz Sucuoğlu’nun büyük özverisi ile hayat bulan bir yasal düzenleme oldu. Özel sektörde istihdam edilecek olan engelli bireyler için yaklaşık kır sekiz ay boyunca sosyal yatırım desteği ve orada çalışacak olan engelli birey içinde o güne kadar almış olduğu engelli maaşının yüzde sekseni oranında devamlılığı olacak. Bu şekilde de engelli birey hem çalıştığı yerden maaşını almış olacak hem de engelli maaşının bir bölümünü almaya devam edecek. Bu da kamusal alanda istihdam yapılmamış olsa da özel sektörün teşviki noktası bizim için son derece önemlidir.

Soru:  Şuan derneğinizde engelli üyesi sayısı ne kadar?

Ömer Suay: Engelli sayımız yaklaşık olarak 780’dir. Bunun dışında fahri üyelerimiz var. 

Soru: 780 üyeye nasıl yardımlar sağlanıyor?

Ömer Suay:  Dernek olarak yürüttüğümüz vizyon ve misyonların başında sosyal yardımlaşma gelmektedir. Burada Kıbrıs Vakıflar İdaresi, Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi gibi kurumlarımız başta olmak üzere birçok duyarlı insanlarımızın katkılarıyla her ay düzenli olarak hasta bezi, hasta yatağı ve benzeri ihtiyaçları tedarik edip, ihtiyacı olup karşılamakta güçlük çeken engelli bireylerimize bu yönde katkı sağlamaya yanlarında olmaya gayret ediyoruz.

Bu günümüz ekonomik durumunda bir paket hasta bezinin yaklaşık yüz tl olduğu bir ortamda hasat bezi kullanmak zorunda olan ve sadece engelli maaşı ile geçimini sağlamaya gayret eden engelli bireyin bırakın günlük yaşama adapte olup sosyal yaşama katılmasını kendi ihtiyaçlarını karşılamakta çok güçlük çektiği için yanlarında olmaya gayret ediyoruz.

Burada görme engelliler kütüphanemiz var. Kütüphanemizin içeriğinde görme engellinin kişisel gelişim ve eğitim alanında ihtiyaç duyacağı gereken her şey mevcuttur. Kabartma yazı noktasında düzenlediğimiz kurslarımız mevcut. Bunların yanında bilgisayar, akıllı cihaz kursları ile görme engelli bireyler başta olmak üzere tüm engelli bireylerin sosyal yaşama dahil etme mücadelesindeyiz.

Günümüz dünyasında teknoloji ve bilim hayatımızın olmazsa olmazıdır. Bizler içinde bu teknoloji ciddi bir kolaylık. Teknolojiye ne kadar yakın ve ne kadar doğru kullanmayı bilirseniz hayatınız daha kolay olacaktır. Biz o bilinçle görme engelliler başta olmak üzere tüm engelli bireylerin; teknolojik yönünden, kişisel gelişim yönünde ve okuma- yazma yönünde geliştirmeye gayret ediyoruz.

Soru: İş hayatın kaç engelli aktif olarak çalışmaktadır?

Ömer Suay: Kamusal olanda yasal düzenlemeye baktığımız zaman yirmi beşte bir olmalıdır. Bu yüzde beşe tekabül ediyor. Bir dairede yüz kişi varsa bunun dördü engelli istihdamı noktasında istihdam edilmiş olunmalıdır. Ancak bu oran yüzde dörtleri bırakın yüzde birlerin altındadır.

Soru: Engelli bireylerin geçindirmek zorunda oldukları aileleri var. Bu aldıkları engelli maaşı ile geçimlerini sağlamakta zorluk çekiyorlar.

Ömer Suay: Burada şu çok önemlidir. Zaten engelli bireyler bende başta olmak üzere bunu her zeminde ifade etmeye çalışıyorum. Herhangi bir ayrımcılık ya da pozitif bir ayrımcılık talep etmiyoruz. Sosyal devlet anlayışına bağlı olarak haklarımız olan eşit hizmetleri talep ediyoruz.  Bugün ülkemizde çok sayıda lise mezunu hatta üniversite mezunu arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımız hala daha iş bekliyorlar.

Çalışmak istediği halde iş aradığı halde iş bulamayan, iş bulamadığı içinde hala daha engelli maaşını almaya devam eden insanlar var. Bu bizim için şöyle bir durum ortaya çıkarır. Kişi iş istiyor ancak işi yok, “devlette bir bakıma sen bu maaşını al ve evinde otur. Çalışmana gerek yok” diyor.

Bugün evli ve iki çocuk sahibi olan engelli bireyin aldığı maaş aşağı yukarı asgari ücretin tamamıdır. Bu engelli birey bir yerde çalışmış olsa alacağı maaş yine aynıdır. Çalışmayı arzulayan engelli bireyler için aslında bir bakıma hakarettir. Çünkü sen çalışmamalısın, evinde otur. Biz senin ihtiyaçlarını karşılayayım gibi bir tablo ortaya çıkar. Günün sonunda evi olmayan ve kira ödeyen bir kişi o maaşla geçinebilmesi yine mümkün değildir.

Soru: Yakın zamanda düzenleyeceğiniz etkinlikleriniz var mıdır?

Ömer Suay:  3 Aralık Salı günü engelli aileleriyle bir yemek buluşmasında bir araya geleceğiz. Maksadımız engelli aileler bir araya gelsin kaynaşma, dayanışma ve birliktelik sağlansın. Özel günlerde bunu yapmaya gayret ediyoruz ki hem bir arada olalım hem de ailelerimiz arasındaki iletişimi arttıralım.

Bunun yanında engelliler merkezi adında bir çalışmamız var. Küçükkaymaklı bölgesinde yaklaşık iki dönümlük bir yapı olacak. Burada görme, işitme, ortopedik engellilerimiz için başlangıç düzeyinde rehabilitasyon merkezi olarak sağlanacak. Birde “karanlıkta diyalog” adını verdiğimiz yeni bir çalışmayı da ülkemize taşımış olacağız. Şuanda yirmi ülkede uygulanan bir empati çalışması sağlanacak.

Minyatür bir şehir oluşturacağız. Kapalı alan, küçük caddeler, küçük sokaklar, kaldırımlar, parklar, köprüler vs. olacak. Ortam karanlık olacak. Oraya gelen misafirlerimizi de ellerinde beyaz baston olması suretiyle görme engelli bir rehberimiz onları gezdirecek. Buradaki maksadımız şu “ engelliliğin tanımını insanlarımıza hatırlatmak ve her ortamın farklı engellisinin olabileceğini anlatmaya çalışacağız. Empati duygusunu geliştirerek çevremizde karşılaştığımız engellerin tamamını yine biz insanların ortaya çıkarttığını anlatmak için bu projeye önem veriyoruz.”

Belediyeler üstüne düşenleri yapmadığı zaman engelliler için çevre engellidir. Eğitim konusunda devlet politikalarını geliştirmediğimiz zaman yine bu alandaki çalışmaların tümü engellidir.  Bunu yanında herhangi bir vatandaş aracını kaldırımın tam orta yerine bırakmayı tercih ediyorsa vatandaşın duyarsızlığıyla yine ortaya engel çıkartmaktadır. Bunları aşabilmenin en temel yolu “insanlara empati yetisini aşılamak için karanlıkta diyalog çalışasıyla bunu başaracağımızın inancındayım.”

2020’nin sonunda tamamlamayı hedeflediğimiz kapalı alanlı bir proje olacak.
Haber ve Fotoğraf: Esengül Aykaç
VATAN Özel

Editör: Mehmet Kasimoglu