‘’Kıbrıs’ım asırlardan beridir Türk’tür, yasemin kokar. Kimi zaman sevdası olur vatan özleminin, kimi zamansa nice sevdalara destanlar yazar…’’
Tam 44 yıl olmuş o ilk günün ardında kalan zaman; Sanki dün gibi!
 Önce vatan, sonra vazife, en nihayetinde; Ne varsa hatıralarda kalan…
 Yazmakla bitmez Kıbrıs’ım;  limonlarıyla portakallarıyla süslü ovaların…
 Unutulması mümkün mü? Yaseminler kokar sokakların…
Nasıl anlatsam o ipekimsi görüntüsüyle sahillerine vuran dalgaların sesini
Baharına  ne güzel eşlik eder, gelinciklerle, kır çiçekleri…
Kaplayınca adanın her yanını papatyaların sarısıyla, beyazı…
Süslenir; adeta bir gelin olur, Boğaz ile Lefkoşa arası…
Hasat mevsimi geldiğinde; başakların altın sarısı kaplar Meserya ovasını…
 Mevsimlere ayrıcalık tanımaz, Beşparmakların alıyla moru!
Toroslara sevdalıdır; O dağların her zirvesi, her yolu…
 Yıllar öncesi, oralarda duyuldu; Mehmetçiğin sesi,
 Yiğitlerin dinletisi oldu,  özgürlüğün her hecesi…
 Vatana,  Millete,  Ay yıldıza Simge oldular; bir güneş gibi Beşparmaklara doğdular…
 Analara,  Evlatlara, Yavuklulara, sevgiyle,  hasretle seslendiler;
 Kimileri, özgürlük; kimileri, ‘önce vatan’ dediler…
 Ya yıllarca direnen,  hiçbir zaman, Ne Rum’a, Ne İngiliz’e diz çökmeyen,
 Ömürleri mevzilerde geçen, Kıbrıs Türk’üne ne demeli? Onlar nasıl nitelenmeli?
 Yılmadılar çalıştılar gece, gündüz demeden. Vatanlarını savundular. Mücahit, Mücahide, Şehit, Gazi oldular
Ama her daim bu topraklar; ‘’Vatanımız’’ dediler;
 Ne o toprakları verdiler, ne de Türkiye’den vazgeçtiler.
 Yıllar sonrasına, ışık tutar o sayfalar.
Tarihe kazılıdır gerçekler; Unutulabilir mi? O Şehitler, nice Gaziler…
Türbedarıdır onlar o toprakların…
Tarih bunu böyle yazdı, böyle belledi.
Türk Milleti, Kıbrıs denince; ‘’Daima Milli Davamızdır’’, dedi…
Gün batımı geldiğinde; yaz akşamlarının serinliği düşer ada üstüne…
Bir hasret bulutu kaplar her yanı; Baf’tan, Larnaka’ya ,Limasol’dan, Erenköy’e…
Dile gelir Şehitler; Şehitliklerden yükselir, İnceden, inceye o acılı sesler…
Gecelerin ıssızını, ıslak kokusu sarar, ekin, ekin kokar; ‘’O Gazi topraklar’’…
Bir de; mehtabın sihri yansımışsa sahillere, Lefkoşa’ya, Gazimağosa’ya, Güzelyurt’a, Girne’ye;
Hüzzam makamına döner o dalgaların sesi…
Kuytularda yankılanır aşkın, sevdanın her hecesi…
 Bilmem ki; sana daha ne diyeyim?
‘’Yasemin Kokulu Sevdam, Kıbrıs’ım.’’ Bitmeyen sevgimin, dinmeyen hasretimin sesi…