İsmail Bozkurt

Zengin bir kütüphanem ile arşivim var. Varoluş savaşımımız ve Kıbrıs sorunu konularında bilgi, birikim, deneyim ve belleğime güvenirim. Yine de kaynak ya da danışma gereğini duyduğum olur. Böyle bir durumda, Kıbrıs müzakere süreci ile ilgili olarak hiç ikirciklenmeden başvuracağım kişilerin başında Ergün Olgun gelir.

Onun düzgün ve sistemli çalışma disiplinine diyecek yoktur. Çok iyi bir eğitim almıştır; yıllarca Kıbrıs müzakere sürecinin içinde bulunmuştur; pratikte/uygulamada “danışmanlık,” “müzakerecilik,” “yöneticilik” yapmıştır. Çok iyi bir İngilizcesi de vardır.  Bu nitelikleriyle, her dönemde ve her siyasetçinin yararlanabileceği bir uzman, teknokrat, bürokrat ve diplomattır. Bu gibi değerler her toplumda azdır, hatta çok azdır ve onlarla çalışmak için siyasetçiler, ille de onun kendi politik - idelojik duruşunda olmasına bakmamalı; tam tersi bir duruşu da olsa ondan yararlanmaya bakmalıdırlar.       

Bu gibi insanların bilgi, birikim ve deneyimlerini paylaşıp başvurulacak kaynağa dönüştürmelerini önemsiyorum. Ergün Olgun’a da yıllarca bunu söyledim ve yazmasını özendirmeye çalıştım.

Bu yazıyı yazarken masamda bir kitap var: “Kıbrıs Müzakere Süreci Seyir Defteri” ve bu kitap Ergün Olgun’un! Büyük boyutlu, 384 sayfalık dolu dolu bir kitap. Benim için imzaladığı ve evime kadar ulaştırdığı kitaba “Kıbrıs müzakere sürecindeki deneyim ve değerlendirmelerimi kaleme almam için sürekli teşvikiniz bu kitabı yazmamda etken olmuştur.” diye yazmış bana Ergün Bey!

Teşekkürle aldığım böylesi bir kitabın çıkmasında yararım oldu ise ne mutlu bana! Böyle kitapları bir gazete yazısıyla anlatabilmek çok da kolay değil. Yine de olabildiğince anlatmaya çalışacağım.

BÜTÜNLÜKLÜ, OBJEKTİF, KRONOLOJİK

BİR SEYİR DEFTERİ

 “Kıbrıs Müzakere Süreci Seyir Defteri,” on bölümde, “1960 yılında kurulan iki toplumlu ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan başlayarak 2020 yılına kadar Kıbrıs sorununda yaşanan önemli gelişmelere ve uzlaşı için yürütülen müzakerelere ana hatlarıyla değinerek kronolojik bir seyir” sunuluyor.   Bölüm başlıklarına göz atmak bile süreci ve bu bölümlerin içeriğini gözler önüne sermeye yeter:

-1960 Ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti’nin İşgali (1960 – 1974)

-Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan KKTC’nin İlanına (20 Temmuz 1974 – 15 Kasım 1974)

-İlk BM Çözüm Paketi’nden Annan Planı Sürecine (15 Kasım 1974 - 1 Kasım 1999)

-Annan Planı I, II, III, IV ve V (1 Kasım 1999 – 24 Nisan 2005)

-Talat ve Papadopulos Dönemi (24 Nisan 2005 – 24 Şubat 2008)

-Talat ve Hristofyas Dönemi (24 Şubat 2008 – 18 Nisan 2010)

-Eroğlu ve Hristofyas Dönemi (18 Nisan 2010 – 17 Şubat 2013)

-Eroğlu ve Anastasiades Dönemi (28 Şubat 2013 – 26 Nisan 2015)

-Akıncı ve Anastasiades Dönemi I (Crant Montana Zirvesi’ne Kadar) (26 Nisan 2015 – 2 Temmuz 2017)

-Akıncı ve Anastasiades Dönemi II (Crant Montana Zirvesi Sonrası) (2 Temmuz 2017 - 2020)

Bu on bölümde, “köklü, çok boyutlu, çok taraflı niteliğiyle yaklaşık 60 yıldır siyasetin en sıcak konularından biri” olan Kıbrıs sorununun içyüzü,  ana hatlarıyla (ayrıntıları değil), olabildiğince bütünlüklü, objektif ve krononojik olarak gözler önüne serilir.

BİLİMSEL MAKALE NİTELİKLİ İKİ BÖLÜM

Bu on bölümden sonra, “Federal Çözüm Modeli ve BM Müzakere Sürecinin Değerlendirilmesi,” kitapta XI’inci bölüm olarak yer alır.  XII’nci bölüm ise  “Kendi Kaderini Tayin Hakkı, Uluslararası Sistemde KKTC ve Defakto Devletler” başlığını taşır. Bu bölümler, yapılan alıntılar, göndermeler ve bol tarafından ama gerekli olan dipnotlarıyla, bilimsel makaleler niteliğinde! Ana ara başlıklara bir göz atmak, içeriğiyle ilgili bilgi verir.

XI’inci bölümün ana ara başlıkları şöyle:

-Çok Kimlikli/Uluslu Federasyon Tanımı ve Sürdürülebirlik Şartları

-Fererasyonların Başarı ve Sürdürülebirlik Şartları

-BM Müzakere Sürecinin Koşulları

-Diğer Müzakere Sürecinin Koşulları Açısından Sorgulama

-İçerik Açısından Sorgulama

-Genel Değerlendirme

Ergün Olgun, Genel Değerlendirme’sini yaparken, Kıbrıs’ta “ne süreç, ne içerik açısından eşitlik temelinde sürdürülebilir demokratik iki toplumlu bir federal ortaklık için gerekli şartların” olmadığı sonucuna ulaşır. Elbette ki federal çözümü her şeye karşın ısrarla savunanların bu sonucu kabul etmesi kolay değildir ama öyle de olsa, çalışmayı bütünüyle ve içlerine sindirerek okumalarını öneririm.

Aynı öneriyi, “Kendi Kaderini Tayin Hakkı, Uluslararası Sistemde KKTC ve Defakto Devletler” başlıklı, bilimsel nitelikli XII’nci bölüm için de öneririm. İçerikleriyle ilgili bilgi verir nitelikli ana ara başlıklar şöyledir:

-Kendi Kaderini Tayin ve Devletlerin Toprak Bütünlüğü İlkesi

-Kendi Kaderini Tayin İlkesi ve KKTC’nin Uluslararası Statüsü

-Defakto Devletler ve KKTC

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEME BAKIŞ

Son bölüm (XIII), “Önümüzdeki Döneme Bakış” başlığını taşıyor. Burada da ara başlıklara bir göz atalım:

-Giriş

-Küçük Ada Ülkeleri

-Küçük Ülkelerin Avantajları ve Dzavantajları

-“Karmaşıklığa Dayalı Adaptasyon”

-İki Deneyimli Siyasetçinin Değerlendirmeleri

-Birleşik Krallık Dışişleri Eski Bakanı Jack Straw’ın Tespitleri

-Türkiye Barolar Birliği’nin “Kıbrıs’ta Son Söz…” Konferansı

-Değişen Koşullara Adapte Olma Gereği

-İzlenebilecek Yol ve Atılabilecek Somut Adımlar

-Sonuç    

Çok doğal olarak bu bölümde düşünceler ve öneriler vardır. Kıbrıs sorunu için “egemen eşitlik temelinde işbirliği,” KKTC’ye güç kazandıracak etkenlerin başında “iyi yönetişim, güçlü ekonomi, toplumsal bütünlük ve özgüven, etkin bir tanıtım altyapısı ve güçlü bir uluslararası müttefik ağı; bunların gerçekleştirilebilmesi için KKTC’nin kardeş ülke Türkiye ile ortak yeni ve ortak bir Kıbrıs Politikası” öngörülür.   

Bu arada paylaşılan düşüncelerin, “Kıbrıs’ta yaşanan objektif gerçeklere ve uluslararası deneyimde ortaya çıkan sonuçlara dayandırılmaya” çalışıldığı, “buna ilaveten federalizm, uyuşmazlıkların çözümü ve iyi yönetişim uzmanlarının değerlendirmeleri temelinde iç politika saiklerinden uzak değerlendirmeler yapma gayreti içinde” olunduğu vurgulanır.

SON SÖZ

Çok daha fazla söze gerek yok. Zaten bir gazete yazısında buna olanak da yok.

Kendim için söyleyeyim: Bu kitap elimde olunca, takıldığım konulara bakmak için artık dosyalarımı, arşivimi karıştırmam, gazete koleksiyonlarında ya da kitaplarda aramam için saatler bazen da günler gerekmeyecek!  

 Konu ile ilgilenenler için gerçek anlamda eşi olmayan bir eser. İçtenlikle öneririm.

Dostum Ergün Olgun’u kutlarım. Toplumsal belleğe şahane bir eser kazandırdı ama aynı süreci anlatan kişisel anı, gözlem, tanıklık ve deneyimlerine de gereksinim olduğunu düşünüyorum. Onu da bekleyeceğiz.