Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın Londra ziyareti ve orada bir ofis açması, bende nedense eski bir çağrışım yarattı.  O “çağrışımın” adı, “geçmişten geleceğe yolculuk” olarak da tanımlanabilir.  Bir diğer deyişle Kıbrıs Türkü, bütün Rum ambargolarına rağmen nereden nereye geldi, ticari alanda, diğer alanlarda olduğu gibi, bunu düşünmek ve olaya pozitif bakmak lazım.

            Geçmişi anmak ve geleceğe yön vermek çok önemlidir.  O bağlamda dinamik bir yapıya sahip Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın başkanı ve tüm yönetim kurulu üyeleri de dinamiktirler.  Başkan Turgay Deniz’in yürütmekte olduğu ticari poltikalar yerinde ve isabetlidir.  Bir yerde açılımları güçlüdür ve büyük hedefleri vardır.

            O hedeflerinden birisi de Kıbrıs Türk Ticaretinin dünyadaki yerini alması ve bununla birlikte ülke ekonomisinin gelişmesine ve ticaretine katkı koymasıdır.  Bu amaçla Ticaret Odası heyeti’nin Londra’da bir ofis açması da aynı amacın uzantısıdır.

            Yukarıda sözünü ettiğim “geçmişi anımsama” ifadesi bende ta çocukluk yıllarıma kadar uzana bir yolculuktur.  Zaman zaman aile fertlerimle bir gereksinim için çarşıya çıktığımızda, çoğunluğunu Ermeni ve Rum tüccarların teşkil ettiğine tanık olurdum.  Ve o çocuk halimle nedense içimde bir kıskançlık duygusu belirirdi.

            “Biz Türkler neden Rumlar ve Ermeniler gibi ticari alanda gelişemiyoruz, neden bizim de büyük mağazalarımız ve üretim merkezlerimiz yok?” soruları kafamdan geçip gidiyordu.

            Gerçekte Rumlarla Ermeniler’de var olan bir yetenek vardır.  O da ticari alanda gelişme yeteneğiydi.  Türkler neden onlar kadar gelişemedi veya atılım sağlayamadı?  Bunu düşünmek ve tarihsel boyutu ile ortaya koymak lazım.

            Tarihi eşelediğimizde işin içine sosyal ve ekonomik boyut giriyor.   Örneğin İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası vardır.  Bu savaşın Kıbrıs insanlarının ne denli ekonomik yönden hırpaladığını anlamak ve anımsamak lazım.  İngilizlerin savaş esnasında ikinci üçüncü sınıf bağ üzümlerini ekmeklere katarak insanların besin gücünü artırma girişimleri, fakir insanların kızlarını Araplara satmaları veya cami kapısına yığılan dilenciler grubu, hep açmazların ve fakirleşmenin görüntüleriydi.  Eski arastayı hatırlayanlar, yine önlerinde çoğunluğu Rum ve Ermeni olan mağazaları gözlerinin önünden geçireceklerdir.

            Şimdilerde temizlikçi kadınlar arabaları ile giderler temizlik yapacakları evlere.  Ticaret alanındaki gelişmelerimiz, sanayi tesislerimiz, dünya ile iletişim ağımız ve büyük hedeflere doğru yönelişimiz...

            Bir de AB ve Rum ambargoları olmasa, Kıbrıs Türk ticaret sektörü ile Türkiye ticaret sektörünün el ele vererek bu adada  Ticaret sektörü vardır gerçeğini anlatmak ve göstermek lazım.  Halbuki Rumlar çözümsüzlük politikası üretmekle hata yapıyorlar.  Yani ticaret sektöründe ve özellikle  turizmde, hem kendileri kaybediyor, hem de biz kaybediyoruz.

            Bütün bu anlatılanlar bağlamında Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın tarihçesine şöyle bir bakalım...

            1958 yılında Kıbrıs adası,  İngiliz yönetimi altında iken, Kıbrıs Türk ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmak ve Kıbrıslı Türklerin uluslararası alanda hak ve menfaatlerini korumak amacıyla kurulmuştur.

            Uluslararası tanınmış statüsü ve 60 yılı aşan birikimleriyle, Kıbrıslı Türklerin ekonomik ve ticari ilişkilerinin gelişimi için uluslararası platformlarda çalışmalar yürütmektedir.

            Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın el broşüründe şöyle bir bilgi vardır, dünya ticaret organlarındaki üyelikleri konusunda:

            -Uluslararası Ticaret Odası (ICC) üyeliği;

            -Avrupa Küçük İşletmeler İttifakı (ESBA) üyeliği;

            -İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) gözlemci üyeliği.

            2004 yılının Nisan ayında yürürlüğe giren ve adanın Kuzeyinden Güneyine mal ve hizmetlerin geçişini düzenleyen Avrupa Komisyonu Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanmasında yetkilendirilmeleri...

            K.T. Ticaret Odası’nın Londra’da ofis açması, bize bazı şeyleri daha hatırlattı.  O da, Oda’nın, Ankara ve Brüksel’de temsilcilikleri olmasıdır.

            Londra’da ofis açılmasına yönelik bilgiler ise şöyledir:

            “Kıbrıs Türk Ticaret Odası Londra Ofisi, 2022 yılında, Kuzey Kıbrıs’ın İngitere ile olan ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesine ve İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türkler ile Kuzey Kıbrıs arasındaki bağların güçlendirilmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur.”

            Esasında İngiltere’de pek çok başarılı Kıbrıslı iş insanımız vardır.  Şayet Londra’ya gitmişseniz, oradaki hayatı, yıllar önce Kıbrıs’tan göçüp kendilerine yeni bir dünya kuran insanların başarılarını da görmüşsünüzdür.  Özellikle fason üretimde çok başarılı insanlarımız vardır.  Bunun yanında restorantlar zinciri, temizleyici işletmeleri ve daha pek çok alandaki üretimler...

            Son zamanlarda ülkemizde meydana gelen ekonomik açmazlar ve sıkıntılar, elbette ki ticaret sektörünce de  görülmekte, eleştirilmekte ve fikir üretilmektedir.

            Bütün dünyanın etkilendiği koronavirüs belası, bizi de etkilemiştir.  Yukarıda ifade ettiğim gibi AB ve Rum ambargoları, son meydana gelen Rusya-Ukrayna savaşı ve iç siyasetteki istikrarsızlık, hep ticaret adamlarımızı etkileyen ve ekonomiye darbeler vuran unsurlardır.

            Esasında umut etmek lazım.  Ticaret Odamızın dinamik yapısı, eminin bütün bu zorlukların da üstesinden gelecek ve layık olduğumuz ticaret mertebesine ulaşacağız.