Türk siyasetine damgasını vuran Rahşan Ecevit de, eşi Bülent Ecevit’in gidişinden tam 14 yıl sonra hayata veda etti.

                Türk siyasetinde, dmeokratik solun temsilcisi ve hanımefendi kişiliği ile Rahşan Ecevit, arkasında derin izler bırakarak son yolculuğuna uğurlandı.

                Rahşan Ecevit kimdi?

                Biz Kıbrıslılar olarak onu, Kıbrıs Fatihi Bülent Ecevit’in eşi olarak tanıdık ve her zaman ona büyük saygı duyduk.

                Rahşan Ecevit, aslen Selanikli olup, ailesi ile Şebikarahisar’a yerleşmiş bir Türk ailesinin kızıydı.  Seçkin bir ailenin evladı olarak yetişmiş ve İstanbul’da Robert Kolejden mezun olmuştur.  Merhum Bülent Ecevit’le işte o zaman, okul yıllarında anlaşmışlar ve birbirlerini deliler gibi severek 1946 yılında evlenmişlerdir.

                Rahşan Ecevit, her zaman mütevazi giyimi ve tavırları ile dikkat çekmiş, eşinin politikaya atılmasında en büyük destekçisi olmuştur.

                Rahşan Ecevit’in en büyük özelliklerinden birisi siyaset, diğeri de resimdi.  Resim yapmak her zaman onun tutkusu olmuştur.

                Demokratik Sol Parti’yi kuran da oydu.  Tabii ki siyaset her zaman inişli çıkışlı seyrettiği için, bir yere gelince insan kendini başka mecralarda bulur.  Bülent Ecevit’in DSP’nin başına geçmesi ve Temmuz 1974’te Necmettin Erbakan’la koalisyon ortağı olması, bizim şansımızdı diyebilirim.

                Kıbrıs’ta Rumlar15 Temmuz 1974’te  Makarios’a  düzenleyince Ecevit, Türkiye’nin garantörlüğünü avuçlarına alınca diplomatik temaslara başlamıştı.  Mükemmel İngilizcesi ile sürekli BBC’ye beyanatlar vermiş ve Rumların çılgınlıkları, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın doğmasını sağlamıştı.

                Rahşan Ecevit, işte o günlerde daha bir görünr olmuştu siyaset sahnesinde.  Her zaman eşinin yanında, biz Kıbrıs Türkleri’nin yanında ve bütün Türk ulusunun yanında olduğunu göstermişti Rahşan Ecevit.  Nitekim özgürlük hattı çekildikten ve kuzeyde bir Türk devleti doğduktan sonra, Ecevitler daha bir sık sık gelip gitmeye başlamışlardı Kıbrıs’a.

                Bülent Ecevit 2006’da vefat ettiğinde, eşinin cenaze arabasının arkasında kilometrelerce yol yürüdü ve hiç yorulmadı, Rahşan Ecevit.

                Eşinin ölümü üzerine bir vasiyeti olmuştu Rahşan Ecedvit’in.

                “Öldüğümde beni eşimin yanına gömünüz.”

                Evet bu vasiyeti derinden gelen bir arzuydu.  Lakin yasalar, devlet büyükleri dışında devlet mezarlığına birilerinin gömülmesini engelliyordu. Daha sonra bazı yasal düzenlemeler yapılarak bu arzunun tüneli açıldı.  Rahşan Ecevit ölünce, sırf onun arzusunu yerine getirmek için TBMM’ndeki 5 siyasi parti ortaklaşa almış oldukları bir kararla Rahşan Ecevit’in, eşinin yanına gömülmesini sağlamışlar ve naaşı, eşinin yanına defnedilmiştir.             Şimdi Rahşan Hanım, huzur içinde eşi Bülent Ecevit’in yanında huzur içinde uyuyor.

                Ecevitler’in aşkı büyüktü.  Her ikisi de romantikti ve sevgiye ve insanlığa çok önem veriyorlardı.

                Ecevit ölene kadar hep Rahşan Hanım’a aşık bir insan olarak göçtü.  Rahşan Hanım da ölene kadar ona aşık kaldı ve hatırasını yaşattı.

                Ecevit eşi için şu şiiri yazmıştı:

                Ne varsa konuşmaya değen,

                Birlikte düşündüğümüzden,

                Birlikte susabilmek yağmuru dinlerken,

                Yanımdaki sensin,

                Yalnızlığım sen,

                Kendimden bile uzakta,

                Elin elimdeyken...

                Ne kadar anlamlı ve ne kadar derin ve etkileyici bir şiir, değil mi?  Adeta onların aşkları efsaneleşmiş bir aşktı.  İçi insanlık dolu bir hayatı paylaşan Ecevitler, huzur ve mutlu kalsınlar anılarımızda.

                Allah Bülent ve Rahşan Ecevit’e gani gani rahmet versin.  Onu sevenlerin ve biz Kıbrıs Türklerinin başı sağ olsun.