“Yeni Yıl” dedikleri ne?  İnsanoğlu milatla birlikte kendine yeni bir dünya kurdu.  Dini inançlarını pekiştirerek alınmış olan milat takvimi, gerçekte olması gereken bir ihtiyaçtı.
Bir yerden başlamak gerekir dediğimizde, genel anlamda hayatımızın bütün kesitlerinde o başlangıç noktası olduğu kanaatine varırız.
O evrelerde evlilik müessesesi, çağdaşlaşma, sanat, ruhsal boşaltım, güvenli barınaklar, beslenme kültürü, paranın icad edilmesiyle başlayan ticaret ve daha bir sürü şey...
Genel anlamda insanlar mutlu olmak için türlü yollar denerler.  Hüzünle sevincin ayırımını yapmak için pek çok şeyi detaylandırırlar.
Mesela “Noel Baba” Hristiyanlık için bir anlam taşır.  Gerçekte varlığı olmayan sanal bir mutluluğun timsali gibidir Noel Baba.
Özellikle karlı ülkelerde daha bir dramatize ederek daha bir anlam katarlar Noel’e ve Noel Baba’ya, tüm Hristiyanlar.
Bütün dünyanın gözündeki Noel Baba, her zaman tonton yüzlü, kırmısı külahlı ve kırmızı pelerinli bir ihtiyardır.  Karlı dağlardan geyiklerin çektiği kızağı ile yükseklerden, hatta bulutlardan gelecek ve çocuklara armağanlar getirecek.  Gerçekte o armağanlar anneler babalar tarafından alınıp saklanmış armağanlardır.  Ve ertesi gün, “Bak Noel Baba sana ne getirdi?” derler çocuklarını mutlu etmek için.
Yeni yılın ve Noel’in sembolü Kristmas ağacıdır.  Bir sürü rengarenk süs eşyaları ile dağlardan kesilen çam ağaçları süslenerek evin içine bir renk ve neşe katar.  Özellikle çocuklar, Aralık ayına girildi mi, kendilerini yeni yıl ve süsleme heyecanları sarar.
Zamanla insanların “müşterek mutlulukları” oldu Noel süslemeleri.  Bugün bütün Müslümanların evlerinde bile süslü çam ağaçları vardır.
Hatta çevreciler düşünmüşler taşınmışlar, sanal yılbaşı ağacı yapıp piyasaya sürmüşler ve o sanal çam ağaçları kabul görmüştür.  Yeni yıl geçtikten sonra da o sanal ağaçlar ve süsleri bir güzel ambalajlanıp bir yerde saklanır, ertesi sene yine ortaya çıkar.
Çoğu insanın gerçekleştiremediği dünyadaki büyük kent merkezlerinde yeni yılda orada hazır bulunma hayalleri vardır.  Mesela Londra, Paris, Roma, Moskova, Varşova veya New York gibi büyük kent merkezlerinde Noel ve yeni yıl süslemeleri muhteşem olur.  Avustralya’nın başkenti Melburn’da da aynı.
Herhalde televizyonlardan izlemişsinizdir, dünyadaki yeni yıl kutlamalarını.  Özellikle digital ortamda yapılan süslemeler ve gök yüzüne fırltatılan maytaplar müthiştir.
Öyle bir ortamda olmak istemez misiniz yeni yıl gecesi.
İşte “Yeni yıl dedikleri” öyle birşey olsa gerek.
Tabii ki şu fotoğrafın bir de öteki yüzü vardır.  O fotoğrafta fakirlik var, savaş var, göç var, kadına şiddet var, acımasızca öldürülen çocuklar ve biten hayaller vardır.
Siz evinizde mutlu bir yeni yıl kutlarken, dünyadaki aç çocuklar tırnak tırnak bir lokma yiyecek ararlar çöplerden.  Doğal afetlerden etkilenen insanların mutlulukları de yok olup gider maalesef.
Bu arada paranın satın alamadığı değerler her zaman revaçta olur.
Paranın satın alamadığı gerçekler, onurlu bir duruş, şeref, haysiyet, duyarlılık, duygusallık ve yardımseverlik...
Siz onurunuzu parayla satın alabilir misiniz?
Veya namusunuzu ve mutluluğunuzu?
Unutmamak lazım.  Bu dünyada herşey para değildir.  O bağlamda böyle yeni yıl gibi anlamlı günler bize o acıları ve sevinçleri hatırlatırken, hayatımızın tezatlarını da hatırlatıyor aynı zamanda.
Haydi kendinizi yeni yıla hazırlayın ve tüm acılarınızı unutmaya çalışın.  Acınız ne kadar büyük olursa olsun, mutlaka hayatın da devam ettiğini unutmayın. O bağlamda yeni yıla henüz on üç gün kaldı.  Bütün paranızı a çar çur etmeyiniz, şu sanal eğlence için.
Önemli olan sanal mutluluğu değil, gerçek mutluluğu bulmanız ve yaşamanızdır.