Doymak bilmeyen varsıllık nereye kadar.
Dur durak bilmeden arsızca saldırmak doğaya ve doğal olana nereye kadar.
Atina’daki kardeşlerim için ağlasam ne olacak.
Bu gün Atina’da. Dün Munzur dağlarındaydı, Artvin yaylalarında ve geçen gün Amerika’da, Californiya yandı günlerce, ya Asya, Afrika ve diğer yerler.
Her yerinde dünyanın saldırıyor doğaya ve doğal olana kapitalizm teknolojik ve bilimsel ilerleme adına.
İlerletiyorlar bilim için bilimi, oysa bilim bunun için değildi. Tabiat ve hayat içindi bilim.
Soytarıca bir enformasyon bombardumanı ile sadece pazarları ve emtiaları artsın, daha artsın diye bilim diyorlar, şehirlerimizi dünyanın her devletinde boğuyor olmalarının adına.
Çaldılar en yağış alan bölge olması gereken Afrika’nın yağmur bulutlarını, nasıl çalıyorlarsa Amazon’un, Asya’nın yağmur ormanlarını.
Palm yağınız kıçınıza girsin beyler, ve hesleriniz de daha çok en çok para kazanma arsızlığınız da.
Dur durak bilmeden saldırıyor 
sistem, en çok, daha da çok para hırsı ile tabiata insanlığa ve hayata.
3. katlara ulaşabilecek merdiveni ve hortumu olmayan itfaiye teşklilatının olduğu devletlerde bile 15-45-70 katlı apartmanlar dikiyorlar.
Bir gün komşu devletler bize saldırırsa martavalı ile ülkenin halkın doğanın kaynaklarını S,300 lere, S 400 lere,F bimem kaçlara, beyazdan da beyaz deterjan üretim ve 
tüketimlerine, aklı üretici şirketinden menkul cep telefonlarına, uzay yarışlarına, nükleer bombala vs vs harcayıp tüketiyorlar insanlığımızı hayatı ve tabiatı.
Hakikaten ağlıyorum ve kahroluyorum.
Yunan kardeşler ağlıyorum da elimden başka hiç bişey gelmiyor.
Beni bizi ve kendinizi affetmeyin.
Affetmeyin ki
Doğa ile uyum içinde yaşamanın yolunu belki buluruz