Yürürüm.

Yürür benimle bulutlar da.

Karaoğlanoğlu’ndan Girne’ye yürürüm.

On arabadan sekizi telefonu ile meşgul hatta motorsikletlilerin de mesaj okuyup yazdığını görüyorum.

Aklını yitirmiş insanlar sanki.

Yürürüm.

Yağın artık diye seslenirim bulutlara, cevap vermiyorlar bu aralar bana. Aklını yitirmiş Kıbrıs insanlarına, Türküne, Elenine, Maronit ve Ermenisine ceza kesmiş sanki gök.

Yürürüm, takılır aklıma şarkılar türküler yürürüm.

Türküler yürür benimle, çıkar yücesine seyran eylerim, ne yaptınız siz diye fısıldar kulağıma Beşparmak dağları.

Ne yaptınız siz kendinize ve bana diye sitemine edecek söz bulamam dağlara.

Bakımsız zeytin ağaçları küskünlüklerini eş ediyorlar zeytin hasadına.

Otlar ve toprak sıkılmış asfalttan kaldırımdan.

Yirmi hatta yirmibeş yıl önce Girne belediyesinin yaptığı bisiklet yolunda 15 günde bir bisiklet bile yok. Bir ben yürüyorum, arada bir de Alman, Rus İngiliz turistler yürüyor.

Yerleşik Ruslar da bize benzediler yüz metre ötedeki markete arabayla gidiyorlar.

Yürürüm, yürümez benimle sorunlar çakılıp kalmış onlar.

Sorunları çözmek diye bir derdimiz yok bizim. Bizim derdimiz sorun var diye yalandan ağlaşıp sorunlar eklemek sorunlara.

Otuz yılı geçti eğitimin yerlerde süründüğünden söz etmeye başlayalı ve eğitim sürünmeye devam ediyor, bütün siyasal partiler eğitim bakanlığını işgal etmiş olmasına karşın.

Her parti iktidara geldi ve hepsi de sorun var dedi.

Yürürüm, yürümez iktidarlar sorunların üstüne üstüne.

Sorun var derler ve çakılıp kalırlar.

Çakılıp kaldıkları yer, benim 25 yaşım.

69 yaşındayım, yürürüm.

Çakılıp kalan çakılıp kalmıştır. Yürümek niyetinde olan yürür.

Yürümek güzeldir ve sağlıklı