Zam zam zam -  ucuzluk ne zaman 1980 post modern demokrasi ortamı gelinceye kadar muhalefetin ( hep UBP iktidarları vardı ) dilinden düşürmediği mitng sloganıydı. Daha çarpıcı olanı da vardı ‘Zam zum olmazsa- ham hum olmaz’ diye. Niye mi post modern dedim. 1980 öncesinde de havalar sıcaktı ve havalar sıcak diye mitingler gece yapılmazdı. Bırakın geceyi, 1981 yılında 1 Mayıs mitingi ilk defa kapalı salonda yapıldı. Evet  Evren cuntası vardı ama Türkiye’de idi ve 1 Mayıs miting olarak yapılamaz, diye bir yasak yoktu Lekoşa’da. Kim korktu ise korkmuş, korku sirayet etmiş ve mitingden vaz geçilerek kapalı salona alınmıştı 1 mayıs. O yıl sadece iki kişi her yıl yürünen güzergahı ellerinde kırmızı karanfillerle yürümüş ve Dikilitaşın altına bırakmışlardı karanfilleri. Konumuz bu değil ama işte o tarihten sonradır ki mitngler gece serininde oluyor. Zam zum olmazsa ham hum olmaz diyenlerin, siyasi parti, sendika ve anayasal örgütleri defalrca iktidara geldiler, iktidar ortağı oldular,  toprağı yağmuru bol olsun rahmetli Mustafa Çağatay’a yükledikleri zam furyasının önüne geçmediler. Geçemediler demiyorum, geçmediler. Çünkü zamları asgariye indirmek olası, ancak ve yalnız planlı ekonomi ile olası. Memleketin ve ahalinin sorunlarını sloganlarla çözeceklerine inandılar ve ne yazık ki halâ inanıyorlar. Tarım politikası yıllar içinde nasıl olmalıdır üzerinde kafa yormayan partiler, her iktidar döneminde kaçınılamaz bir şekilde UBP lileştiler. Kendilerini sol ya da sağda tanımlamalarının bir işe yaramıyacağını ne zaman anlıyacak acaba seçilenler ve onları seçenler. Ben solcuyum diye kükremek oy verecek olanları etkilediği gibi, bayrak diye iki defa kükremek de o tarafın seçmenlerini etkiliyor. Etkiliyor ve fakat domates ve patatesin iktidarın sağda ya da solda olduğunu iplediği yok. Domates patates fiyatlarını ve ev kiralarını asgaride tutmak, durdurmak ancak ve yalnız planlı ekonomi ile olası. Böyle bir niyete heves ettirecek seçmen kalabalığı var mı. Yok.  Asıl sorun ve soru bu.