Elbette hava kirliliğinden ötürü, güneşin belli belirsiz göründüğü bir ülkede yaşamıyoruz. En azından, şimdilik!

Toplum sağlığını korumak, çevresel faktörleri de “dengede” tutmanın gerekliliğini; her devletin yaptığı givi “çevre yasaları” ile denetlemeye çalışıyoruz.

  • Güvenli gıda üretimi için tüzükler...
  • “Yeşili ve Doğayı” korumak için fasıllar...
  • “Temiz Hava” hakkı için eksoz emisyon testleri!

Peki!

Söz konusu “koruycu” yasaların, ne kadarına uyuyoruz?

İnsanın, Canlının ve Çevrenin “özgürlük” sınırlarının biliyor muyuz?

En önemlisi önemsiyor muyuz?

  • Sağlıklı gıda, iyi tarım ürünlerini talep ediyor muyuz?
  • Yeşile – doğaya karşı işlenen suçları, tahribatları; ihbar edebiliyor muyuz?
  • Hukuk kültürümüz oluştu mu? Aracımız, çevreyi kirletmeye başlamadan bir başkasının ve kendimizin yaşam hakkına saygımız var mı? Yasalara uygun davranıyormuyuz? Yeni yasalar – yasal tadilatlar talep ediyor muyuz?

Kısmen!

Peki!

Devlet?

Devlet İradesi, sorumluluk ve dentim alanlarına ne kadar yansıyor?

Kaypak devletler hariç! Dünya “temiz enerji” modelleri üzerine yoğun fikir ve kaynak aktarabiliyorken, özellikle gün ışığı açısından bereketli topraklarımızda, sürdürülebilir enerji ve çevreci önlemleri daha yaşamsal görmeli ve süratle geliştirmeliyiz!

Yasal ve Teknolojik alt yapı konusunda, özellikle enerji ve ekonomi bakanlığının ortaya koyduğu bakış açısını ve önerilerini yapıcı buluyorum.

Özellikle, organize ettiği Vizyon2035 şemsiyesi altında tematik konularında çevre, enerji... ve üretim alanlarında yapılan çalışmaları anlamlı buluyorum.

Yukarı da hem toplumun kendi adına yapması gerekenler, hem de devletin kamu adına sorumluluk yürüttüğü “alan sorularına” ancak ve ancak yanıtımız: KISMEN! Olurdu.

Kısmen cevabı!

Ne devleti, Ne de bizleri tatmin etmiyor.

Haliyle;

ZEHİRLENİYORUZ!

Denetimlerimizi, KISMEN yapabildiğimiz için, ZEHİRLENİYORUZ!

KKTC Mali Bütçesi’ni KISMEN planladığımız için; Cari giderler yüzde seksen altıya yaklaşıyor ve biz yine “ZEHİRLENİYORUZ”

Kamu yatırım ve hizmetlerine KISMEN önem verdiğimiz için, “ZEHİRLENİYORUZ!”

Yapısal ve finanasal reformların gerekliliğini KISMEN kavramış olmamız;

Hem bu günümüzü, hem de yarınımızı

ZEHİRLİYOR!