Ağzına geleni söylesin mi insanlar.

Söylesin.

Ağzına geleni söylemek, düşünce özgürlüğüne girer mi.

Düşünce özgürlüğünden söz edilebilmesi için ortada düşünme edimi olması şartı var.

Nedir düşünmek peki. Bilgi edinmeden şey hakkında, bir düşünce oluşturabilir mi insan. Meraktır en önce insanı şey hakkında harekete geçiren. Nedir bu sorusu için ortada bir şey, nesne,  söz, haber, eylem gerekir ve bu şeyin, haberin, eylemin, nesenenin ne olduğuna, nasıl ve neden öyle değil de böyle olduğuna  eğer bu şey bir haberse doğru olup olmadığına dair bir merak gerekir, düşüncenin bilgiden sonra tetiklenmesi için.

Bilgi bir merakın sonucu ve düşüncenin kaynağı değil midir.

Bilince insan orda durur mu, durabilir mi, bilmek yeni bilmelere doğru yelken açacak bir rüzgar değilse, bu gün ne yiyeceğiz anne, sorusu ve benzeri sorular ile gündelik ve güdük olarak kalır, Bu durumda ne fasulyenin nasıl pişirildiğini, ne de İsa’dan 2019 yıl sonra, ‘ 2200 tl lik asgari ücretin yetersiz olduğunu söylemek yazmak düşünce ve söz- ifade özgürlüğü kapsamında değildir, olamaz oldurmamalısınız, çünkü gündelik güdük rutinlerin düşünce ile bir ilgisi yoktur.

Merak ve bilgi sonrasında da elde edilen bilginin insanda yol açtığı meraklarla birlikte,  analiz edilen, kendi içinde tartışılan bu bilgi sonrasında da ‘ bu sözü söylemem, bu yazıyı yazmam gerekir, eğer söyleyip yazmasam ben olmaktan çıkarım’ diyebiliyorsa insan işte o zaman düşünce, söz, ifade özgürlüğünü kullanma hakkına sahip olur ve kullanır.

Örneğin ‘ bizde yasak kitap listesi yok’ veya ‘bize lider gerekir ‘ gibi cümleleri sarf etmek, sarf etmekten başka bişey değildir, olmaz, olamaz ve düşünce ile söz sarf edilebilir şeyler değildirler.

Düşünce ve söz, ifade tüketilebilir şeyler değildir.

Örneğin ‘ zincirlerimizden-zincirlerinizden başka kaybedecek şeyiniz, şeyimiz yoktur’ düşüncesi ve sözü asla ve katiyen tüketilemez ve fakat bu sözü papağan gibi 45678 defa tekrarlayan herhangi biri, bu yinelemelerden sonra ‘ yasak kitap listesi yoktur’ ‘ bize lider gerekir’ diyebiliyorsa, ortaya çıkan sonuç hazindir.

Sözün değil ama söyleyenin tükenmişliğinin kanıtıdır.

Niye mi, lider arayan kişi zincir aramaktadır bağlasın kendini liderine diye ve bizde yasak kitap listesi yoktur lafazanlığı da günü birlik bir durumu tekrarlarken böyle bir listenin olabilirliğine ve eğer o liste hükümet tarafından yayınlanırsa boyun eğilmesi gereğine işaret eder.

Zor iştir okumak yazmak ve dahası okumak yazmaktan çok daha zordur düşünmek.