19 Ekim 2025 Cumhurbaşkanlığı Seçimi

19 Ekim 2025 seçiminin sonuçlarının hayırlı olmasını dilerim. Seçildiği belli olur olmaz Tufan Erhürman’ın verdiği mesajların tümü gayet olumlu idi. “Artık CTP başkanı değilim” dedi. Zafer sarhoşu olmayacağından, bütünlüğümüzden, liyakatten, Cumhurbaşkanı olarak değil Cumhurbaşkanlığı olarak (yani ekip olarak) çalışacağından, -açıkça değilse bile- devletin devamlılığından söz etti. Dış ilişkiler ve Kıbrıs sorununa yönelik tek sözcük etmeden, Türkiye ile istişare içinde hareket edeceğini vurgulaması önemliydi. İnanılmaz bir başarı kazandı ve güzel bir giriş yaptı. Bütün içtenliğimle kutlarım.
Seçim sonuçlarının Kıbrıs sorunu ile ilgili bir halkoylaması olduğu görüşünde değilim. Bana göre iki konu Ersin Tatar’ı “günah keçisi” durumuna soktu: 1) UBP’nin yaşadığı anti demokratik süreç ile Hükümet icraatlarının faturası ona kesildi. 2) AKP-MHP müdahalesi ters tepti. Tek başına Cübbeli denen kişinin ekrana çıkması bile Ersin Tatar’a birkaç puan kaybettirdi. Bu iki etkenin yanına Partisi ile bağlaşık partilerin Tatar’a sahip çıkmadığını ya da çıkamadığını da söyleyebilirim. Kıbrıs konusundaki performansının seçimi kaybetmesindeki rolünün çok az olduğunu düşünüyorum, çünkü benimsediği ve uyguladığı politika konusunda, tarihin söz edeceği nisbî başarıları vardır. Yeni kapı açılmaması onun başarısızlığı değil, Rum tarafının isteksizliği ile uyuşmazlığıdır ama Sayın Erhürman faturanın ona kesilmesini başarmıştır. Sayın Tatar’ın Erhürman’ı hemen kutlaması da onun için artı puandır. Sayın Ersin Tatar’a, yaşamının bundan sonraki döneminde yeni başarılar ve sağlıklı yıllar dilerim.
Daha ilk anda ortaya koyduğun davranış ve belirttiğin düşünceler ışığında yolun açık olsun Sayın Tufan Erhürman.
***
17 Ekim 2025 Cuma günü, Anadolu Ajansı benimle bir röportaj yapmak istedi. Doğrudan seçimle ilgili olmaması koşuluyla kabul ettim (Seçim sürecinde doğrudan seçime yönelik hiçbir paylaşımım olmadı.) Sözlü soru yanıt biçiminde söyleşiyi yaptık. Yıllardır yineleyip durduğum ve bu söyleşide de dile getirdiğim, her zaman da dillendireceğim görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Paylaşımı aynen AA’nın hazırlayıp paylaştığı ve benden 3. kişi olarak söz eden metin aynen şöyledir:
“KKTC Turizm ve Kültür Bakanı Bozkurt, Kıbrıs Türklerinin varlığının hala ciddi tehdit altında olduğuna dikkati çekerek, ‘Bir anda Kıbrıs Türklerinin bu adadaki varlığı kaybolabilir, öyle bir tehlikedir. Bunu giderecek tek etken de Türkiye Cumhuriyeti'dir, Türkiye Cumhuriyeti'nin fiilen burada olmasıdır, askerinin burada olmasıdır.’ şeklinde konuştu.
Eski KKTC Turizm ve Kültür Bakanı Bozkurt, ülkede yarın düzenlenecek cumhurbaşkanı seçimi öncesinde AA muhabirine yaptığı değerlendirmelerde, ‘KKTC bağlamında her seçimi devletleşme sürecinin yeni bir adımı olarak görüyorum.’ ifadesini kullandı.
Bozkurt, ülkenin içinde bulunduğu tanınırlık sorunu nedeniyle seçimlerin kendileri için önem arz ettiğini belirtti. Ülkede demokratik bir ortam geliştirmeleri sayesinde ciddiye alındıklarını dile getiren Bozkurt, Yunanistan ve Rum kesiminin seçimleri ciddiye aldığını, Rumların müdahale girişimlerinde bulunduğunu vurguladı.
KKTC ve Türkiye, Dışarıya Karşı Tek Ses Olmalı
Dünyanın karmaşık bir halde olduğuna ve "orman kanunu"nun uluslararası hukukun yerini aldığına dikkati çeken Bozkurt, bu nedenle ülke içinde birlikte hareket edilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
Bozkurt, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti'nin dışarıya karşı aynı sesi vermesi gerekir diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Türkiye dışında tek bir devletin dahi KKTC'yi tanımasının çok büyük adım olacağının altını çizen Bozkurt, bunun için yapılan girişimlerin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Bozkurt, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) önemli bir platform olduğunu kaydederek, "Biz kopamayız. Biz kim ne derse desin Türküz." dedi.
Kıbrıs'ın konumu itibarıyla Türkiye için önem arz ettiğini ve Türk devletleri için de aynısının geçerli olduğunu dile getiren Bozkurt, ‘Türk devletlerinin Akdeniz'de bir kapısının olması kadar muhteşem bir şey olmadığını düşünüyorum. Bütün dünya Kıbrıs'ı önemsiyor.’ şeklinde konuştu.
Bozkurt, İngilizlerin hala Ada'dan çekilmediğini ve ABD'nin Kıbrıs'a ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, konumu itibarıyla ehemmiyet arz eden ülkelerinin, Türkiye'nin milli güvenliği için de önemli bir unsur olduğunu aktardı.”