Abes Bir Bunalım

Bütün Elenler için dünyanın en iyi şairi Yannis Ritsos olabilir ya da Kavafis, bütün Türkler için de Nazım Hikmet veya Orhan Veli belki de Fazıl Hüsnü Dağlarca.
En iyi şairi dünyanın diye sorulsa İngilizler Şekspir der, Fransızlar Eluard, Şilililer Neruda’yı tartışmazlar kimse ile.
Şiir sever insanları dünyanın şiirde buluşup en sevdiklerini daha çok ve diğer sevdiklerini de nispeten az okuyarak şiirin güzelliğini paylaşırlar.
Homeros şiirlerini söylerken yazarken Yunanistan diye bir devlet yoktu ve fakat bu Homeros’un bir Elen olduğu gerçeğini değiştirmez.
Karacaoğlan söyler yazarken Türkiye Cumhuriyeti devleti yoktu ve Karacaoğlan bir Türk şairi olarak çağları aşıp geldi.
Niyesi sorulmaz kimliğin, soran çıkarsa da o kimliğinin değil kimlik kartının peşindedir ki o kimlik kartları resmi hayatın en büyük hapisanesidir ve kimlik insanın sivilliğidir devletin devletlerin otoritesine rağmen ve karşı.
Kıbrıs Elenlerinin, kendileri için en büyük kahramanı olan Mihail Muskos Makarios’un ilk doğum ve ilk ıdentidy cardı / hüvviyet kartı / kimlik kartı İngiltere’ye aitti ve bu onu su katılmamış bir Elen olmaktan alakoymadı, tıpkı bizim Dr Fazıl Küçük’ümüzün, İngiltere resmiyetinde doğmuş olmasına karşın su katılmadık bir Türk olması gibi.
Kimlik bunalımına düşürülmek ya da gönüllü olarak düşmek artık bireyleşen kimilerinin anadan doğma hakları olduğuna inandıkları kimi ayrıcalıkların, menfaatlerin, itibarların peşinde kendilerini heba etmelerinden başka bir şey değildir.
Birkaç yüz bin Kıbrıs Türkünün beğenisini, takdirini, sevgi ve saygısını kazanmış olmak yetmez bu ihtiraslılara, onlar artık İngilizce, Brükselce , Amerikaca alkışlanmak ve 10 000 tl ye sattıkları tabloların 20 000 pounda, euroya, dolara Amerikanlar, İngilizler Brüksel soytarıları tarafından satın alınmasının peşindeler.
İnsan insan olarak doğar ve bu doğumlardan sonra bazıları insan olmayı İngiliz, Alman, Amerikan olmak zannetmeye başlar bu zan aslında emperyal kültür bomardumanı altında gönüllü olarak mest olmaları ile de açıklanabilir.
Az düşününce oysa, Nazım’ı, Karacaoğlan’ı, Yannis Ritsos’u, Lorca’yı, Süleyman Uluçamgil’i, Mehmet Uzun’u, Pablo Neruda’yı yazdıkları dilde okumanın, tercümesini okumaktan fersah fersah daha büyük bir haz getireceği anlaşılabilir.
Büyük bir keyiftir Karacaoğlan’ın Süleyman Uluçamgil’in söylediği dilin içine doğmak tıpkı bir Elenin Yannis Ritsos’un ana lisanına doğması gibi.
Kimim ben sorusu abestir.
KİMSEN OSUN. Evet yemin verip Amerikan vatandaşı olabilirsin ama bu seni sadece USA kimlik kartı sahibi yapar hepsi o kadar, sen kendinden vaz geçip de yeşil kart olmak istersen o başka.