Avrupa Birliği (AB), Kıbrıs Türk halkına cennet olarak takdim edilmişti.
Haksızlıklarımızı ortadan kaldıracak, bizim dünyaya açılmamıza olanak sağlayacak bir cennet!..
Şöyle bir hatırlayın...
Referandum günlerinde neler söylenmiş, neler vaat edilmişti?
AB, referandumda çözümü reddeden Kıbrıs Rumlarını AB’ye üye kabul ederken, Kıbrıslı Türklerin uğradığı haksızlıkları ortadan kaldırmak için güya rol oynayacaktı. AB kanalı ile dünyaya açılma olanağı bulunulacaktı.
AB, Kıbrıs Türklerinin ekonomik yönden kalkınması için mali yardımda bulunacak, haksız yere uygulanan izolasyonların sona erdirilmesi için yardımda bulunacaktı.
Ne oldu?
Bunlar çeşitli mazeretler öne sürülerek gerçekleştirilmedi.
Yok, bu işler kolay değilmiş, yok hukuki zorluklar varmış da hukuki zemin hazırlamak lazımmış gibi ardı ardına mazeret üretildi. Zaman geçirildi.
AB’nin verdiği sözü tutmadığı görüldü. AB’ye güven olmayacağı aşikar oldu.
*
Esasında AB’ye güven olmayacağı daha önceden belli olmuştu.
Kıbrıs uyuşmazlığında taraf tutması ve uluslar arası anlaşmaları çiğnemesi AB’ye güven olamayacağını zaten Kıbrıs Türk halkına göstermişti.
Fakat buna rağmen AB, Kıbrıs Türklerine vaatte bulunarak güven vermeye çalışıyordu.
İzolasyonları sona erdirmek için çalıştığını söyleyip duruyordu.
Ardından bir temas komitesi kurduklarını açıkladılar.
İsmimiz ve kimliğimiz inkar edilip değiştirilmeye çalışıldı.
AB’nin bu davranışına feryat ettik.
“Yanlış anlaşılma” olduğunu söylediler!..
AB Komisyonu’nun Güney Kıbrıs’taki temsilcisi olarak bir Rum’u atadılar. Bu Rum vasıtasıyla Türklerle iletişim kurmaya çalıştılar.
Şimdi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Güney Kıbrıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Kıbrıslı Türklerin de oy kullanması yönünde bir çaba içerisine girdi.
Rum Yönetimi’nin bu çabası ile paralel olarak Avrupa Parlamentosu’ndan kimi yetkililer Türklerin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi şemsiyesi altında, oy kullanması yönünde beyanda bulunuyor.
Yani Rum Yönetimi, seçimleri zemin yaparak Türklerin kendilerine bağlı bireyler olduğu yönünde bir imaj yaratmaya çalışırken kimi AP yetkilileri de aynı doğrultuda hareket etme yönüne gitti.
Yani, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi niyetlerinin daha ileri noktalara taşınması için devreye giriliyor.
*
AB uluslar arası anlaşmaları çiğneyip, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne arka çıkıp üye yaparken Güney Kıbrıs’ın egemenliğini kuzeye de yaymanın hesaplarını yapıyor.
Bu çerçevede Kıbrıs Türkleri tatlı sözler ve vaatlerle oyalanıp, aldatılmaya çalışılırken Rumlara kıyak üzerine kıyak yapılıyor.
AB, Kıbrıs’ta oynadığı oyunlarla Kıbrıs Türk halkı nezdinde inanılırlılığı ve güvenilirliliğini kaybetmiştir.