Politis geçen hafta üç TV kanalının Rum tarafında yaptırdığı anketlerin ortak verileri incelendiğinde, Rum halkının kurumlara güvenmediğinin ortaya çıktığını haber verdi. Gazete “Güven Krizi… Üç Anketin Ortak Verileri” başlıklı haberinde anketlerden ortaya çıkan ana unsurun, vatandaşların Rum devlet kurumlarına güvensizliği olduğunu vurguladı. Habere göre bütün anketlerde Rum Yönetimi Başkanı’na, meclisine, siyasi partilere ve hükümete güven, ortalamanın altında seyrediyor. Rum polis teşkilatı, düşük puan almasına rağmen diğer kurumlara göre bir tık daha yüksek puan alarak “kendisini kurtarmış” görünüyor ve önceki yıllara nazaran AB’ne güvende artış gözlemleniyor. Görüşüne başvurulan her 10 kişiden 6’sı ülkenin yanlış yöne gittiğine inanıyor. Bunun, Anastasiadis hükümetine ekonomi ve Kıbrıs sorununa dair açık bir gösterge olduğuna dikkat çekiliyor. Kıbrıs sorununda çoğunluk, çözüme yakın olunmadığına inanıyor ve 12 ay öncesinden daha yakın olunmadığı görüşünde. Önümüzdeki aylarda Kıbrıs sorununun aynı kalacağına veya daha da kötüleşeceğine inanılıyor. Görüşüne başvurulanların çoğunluğu ülkenin ana sorunlarını ekonomik durumu, Kıbrıs sorununu, (göreve/yetkiye) müdahale ve çürümüşlük olarak tanımlıyor. Rumlar, önümüzdeki dönemde yaşam kalitesinin aynı kalacağına veya bugünden daha kötü olacağına inanıyor. Aynı şey vatandaşın ekonomik durumu hakkında da düşünülüyor. 10 Rumdan 7’si ülkenin dış politikasını ve üçlü işbirliklerini alkışlıyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise çok önemli bir nokta dikkat çekiyor. AP’daki 6’ncı sandalyeyi kim alır? sorusuna EDEK cevabı verildi ancak seçmenin desteği konusunda ELAM halen EDEK’in önünde bulunuyor. 10 Rumdan 7’si Avrupa içerisinde milliyetçi hareketlerin yükselişini “yanlış ve olumsuz” diye niteliyor. Bu dönemde kararsızlar ve sandık boykotu, siyasi partilerin en büyük bahsi durumunda. Anketlere göre 4 seçmenden 1’i “kararsızım” diyor bu da Rum halkı arasındaki kaygıya, kendilerini temsil edebileceğine inanacakları birisini göremediklerine işaret ediyor. Gazete Kıbrıslı Türklerin katılımının AP seçimlerinde nihai sonucun anahtarı olacağına dikkat çekti ancak ölçülebilir unsur olmadığı için AP seçimi öncesinde yapılan herhangi bir ankete dahil edilemediklerini yazdı.