Beraber yiyip içtiği ve vakit geçirip dostluk adına ahkam kestikleri bir kaç arkadaşından başka kimse, isminin Ali olduğunu, hatta Türk olduğunu bilmiyormuş.
Bunun farkında değillermiş(!)
*
İsim değiştirilip Alekos ismi benimsenince, konuşulan dilin de değiştirilmesinde bir beis görülmemiş.
Alekos, Türkçe konuşacak değil ya!...
Alekos ismi ile birlikte, Rum dili benimsenerek her yerde Rumca konuşulmaya başlandı.
Rumca düşünüp Rumca konuşuldu, Rumca şarkılar söylendi...
Bu Türk-Rum dostluğu ve kardeşliği adına gerekliydi ve katlanılması gereken bir husustu!...
Mutluluk kolay kazanılmıyordu.
İnsan zaten mutlu olmak için bazı şeylere katlanmak zorunda değil miydi? Dostluk adına kardeşlik adına bunlara boyun eğmek de bir şey miydi?
Onun için bu bir sorun değildi.
Ha Ali olmuş, ha Alekos!..
Ha Türkçe konuşmuş, ha Rumca!..
“Ne olmuş yani” diyorlar. “Aliler, Alekos olursa, Türkçe yerine Rumca konuşursa...”
Bunlar onlara göre bir sorun değil!...
Nasıl olsa Aynı gökyüzü altında değiller miydi?
*
Dostluk adına o da öyle yaptı. Alekos olarak Rum dostlarıyla birlikte mutlu (!) bir şekilde yaşamaya başladı.
Yalnızca ufak bir sorun vardı.
Türk adı hepten unutulmuyordu. Arada sırada kullanılması gerekiyordu. Türklere karşı yapılan propaganda için Türk isminin kullanılması gerekiyordu.
Öyle de yapıldı.
Türk- Rum dostluğu adına Türklerin nasıl davranması gerektiği yönünde yazılan yazılara onun Türk ismi konuldu.
Ama o, Türk-Rum dostluğu ve kardeşliği palavrasının hatırına ölene kadar Alekos olarak yaşamaya devam etti.
Partili Rum kardeşlerinin verdiği görevi yapmaya giderken öldürülünce yine Türk ismi ve Türk-Rum dostluğu ile kardeşliği hatırlanarak ön plana çıkarıldı.
Alekos ismi ise unutuldu.
Türk-Rum dostluğu ve kardeşliğinin sembolü yapıldı. Yaşamı ve mücadelesi üstüne nutuklar atılmaya başlandı.
Türk-Rum dostluğu adına Alekos olarak yaşamaya katlanılmışsa ne olmuş yani!..
Nasıl olsa ayni gökyüzü altında değil miydik?
Bu kadarcık şeye dostluk adına katlanılması zor muydu?
“Ne olmuş yani” diyorlar. “Aliler, Alekos olursa; Türkçe yerine Rumca konuşursa...”
Bunlar onlara göre bir sorun değil.
Nasıl olsa “aynı gökyüzü altında” değiller mi?