Kalemtraş ve silgi cetvel dahil sıramızın üstünde bizi bekliyordu. Dinozorlar zamanıydı.
İlkokula ( Yeni Cami ilkokulu ) başladığımız gün sınıflarımıza girdiğimizde kitaplarımız defterlerimiz sıramızın üstünde hazırdı ve Eğitim Bakanlığı hele de Milli Eğitim Bakanlığı diye bir şey yoktu.
Hükümetimiz de yoktu.
Maarif müdürlüğü vardı bir ve belediye ve muhtarlar.
Dinozorlar zamanıydı her köyde ilkokul vardı.
Hatırlayan var mutlaka Konedra orta okulu da vardı.
Sokaktaki çocuklar nerdeyse sokaktaki bütün annelerin çocuklarıdı.
Öylesine yakında komşular bir birlerine v e sevgi saygı doluydu.
Dinozorlar zamanıydı ve türlü çeşitli zannatkârlarımız vardı marangoz berber terzi mobilyacı saatçi kunturacı makinist tenekeci gelin onarıcı.
Herkes tanıştı ve seviyordu bir birini.
Dinozorlar zamanıydı her evin çeşmesinden ve okul çeşmelerinden içilecek kalitede su akıyordu dayayıp ağzımızı içiyorduk kana kana
Öğretmenler köylerin zirattçısıydı da ve baytarı da ayrıca her öğretmen öğrencilerinin ailelerini tanıyor hallerini vakitlerini dertlerini biliyor derman olmaya çalışıyordu.
Paylaşmak diye bir şey vardı, televizyon tek tük evlerde olsa da paylaşılırdı özellikle Cuma günlerinde gösterilen Türkçe filimler bütün mahalle sakinleriyle.
Dinozorlar zamanında mulihiya ayıklama imece usulü idi ve bu sosyalleşme dediğiniz şeyin Allahıydı.
Personeli neredeyse yoktu belediyemizin ve fakat sokaklarımız ter temizdi, herkes süpürüyordu kendi kapı önünü her sabah ve sokak baştan başa tertemiz oluyordu.
Sevi vardı saygı dayanışma vardı, bir kişinin derdi herkesin derdi olurdu ve derman arama kollektifti.
Uzar gider bu yazı.
Çocukluğumuz Dinozorlar denk gelmişti ve direniş te dinozorlar devrinde kaldı.
Neydi UBP’nin en birinci sloganı modern zamanlarda.
Haydi şimdi bütün eller havaya, vur patlasın çal oynasın alkışçilar.
Geçmiş olsun hepimize.
Dinozorlar devrini aştık her koyun kendi bacağından dedik ve geldik bu güne
Milli eğitim bakanlığımız var kalem kalemtraş ve silgi yok.
İNSANİYETLİĞİMİZ HANİ NERDE