Doğrudan bağlama

İzolasyonların kaldırılması konusu ile ilgili olarak Avrupa Birliği (AB) tarafından ortaya atılan “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” konusu ile ilgili olarak uzun süreden beri çeşitli girişimler yapılmıştır.
Fakat, girişimler sürüp giderken bir türlü sonuca ulaşılamamaktadır.

Yok efendim, Avrupa, Kıbrıs Türkleri’nin üzerindeki izolasyonu hafifleterek ticaret yapmalarına olanak sağlamak için tüzük hazırlamış, ancak tüzüğün önünde hukuki engeller varmış, dediler.

Yok efendim, hukuki engelleri aşmak için çalışma başlatılmış, dediler.

Yok efendim, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi zorluk çıkarıyormuş da bunu aşmak için formül aranıyormuş, dediler.

Bir ara Avrupa Parlamentosu (AP) Ticaret Komisyonu koordinatörleri gerçekleştirdi bir toplantı sonrası tüzüğü görüşülmek üzere AP Başkanlık divanına göndermişti.

Ancak oradan da pek bir şey çıkmadı.

Neden?

Çünkü, AB üyesi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, tüzüğün uygulanamayacağını öne sürerek girişimlerde bulunuyor ve yoğun çabaları ile tüzüğün geçmesini engelliyor.



*



Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusu aslında bir yılan hikayesine dönüşmüştür.

Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusu bir çok kez gündeme getirilmiştir.

Fakat, konu her gündeme getirildiğinde Kıbrıs Türk halkının yeni kazanım elde etmesinden ziyade konu kullanılarak Rumlara yeni kazanımlar sağlanması çabası içinde olunmuştu.

Bu çerçevede Finlandiya’nın AB dönem başkanlığı döneminde Gazimağusa Limanının AB denetimine, Maraş’ın da BM denetimine verilmesi önerisi yapılmıştı.

Almanya’nın dönem başkanlığında ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, eski bir düşüncesini cilalayarak yeni bir öneri olarak Almanya’nın önüne getirmişti.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıslı Türklerin ekonomik gelişmesine yardımcı oluyor bahanesi ile öne sürdüğü önerilerde Kıbrıs Türklerinin Larnaka limanının bir bölümünden ihracat yapması yer alıyordu.

Yani bir başka deyişle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıslı Türklerin yönetimini bir yana iterek, Kıbrıs Türklerinin bireyler olarak Rum Yönetimi egemenliği altında faaliyet yürütebileceğini söylüyordu.

“Rum Yönetimi, Kıbrıslı Türklerin ekonomik gelişmesini istiyor” takdimi ile öne sürülen Rum önerileri açıkça osmosisi öngörmekteydi.



*



Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa’da gündeme getirilen Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile Kıbrıs Türk halkına doğrudan ticaret yapması fırsatı verilmesi halinde KKTC’nin seviyesinin yükseltilmesine olanak sağlayacağı gerekçesi ile karşı çıkıyor.

Güney Kıbrıs’ın çözümü reddetmesi ve uzlaşmaya yanaşmaması ortada iken öne sürdüğü böylesi bir gerekçe, Türklere boyun eğdirme niyetinden başka bir şey değildir.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin niyeti, Kıbrıs Türk halkının doğrudan ticaret yapmasına engel olmak, Kıbrıs Türk halkını kendine bağlamaktır.

Yani hedef, Kıbrıslı Türkleri, bireyler olarak kendi bünyesine entegre etmektir.

Hedef, Rum egemenliğini kabul ettirmektir. Hedef Ozmosistir. Hedef asimilasyondur.

Hedef; “doğrudan ticaret” yerine “doğrudan bağlama”dır.