Demirel'in Süleyman Demirel'in Türk siyasi hayatına armağan ettiği bu söz belki de kendisinin siyasi hayatı boyunca söylediği en doğru sözdür.
Ama ne yazık ki bu söz bir kaypaklık, bir opurtinstlik anlamına büründürülerek dediğim dedik çaldığım düdük, dün ne dedimse bu gün de onu tekrarlıyorum ve gelecek yıl, beş sene hatta kırk yıl sonra da aynısını tekrarlayacağım diyenler ve gerçekten de öyle davrananlar tarafından aşağılanmaktadır.
Beş yaşındaki bir insanın söylediklerini on beş yaşında da tekrarlıyor olması bir sağlık sorunu olarak görülmekle birlikte, 18 yaşında siyasete atılarak yaşına uygun bilgi ya da bilgisizlik birikimi ile '' Türkün Türkten başka dostu yoktur '' klişesini ezberinden söyleyen siyasi birey ya da siyasi parti bu klişeyi 28 yaşında veya siyasi parti olarak kurulmasının üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra da yineliyorsa ( ki pek çok örneği vardır ) bu onun / onların yılları boşuna tükettiğinin ve boşuna tükenen yılların da onları tükettiğinin kanıtıdır.
İncir ipi gibi uzayıp giden ve görünür gelecekte de çözümlenmesi bir hayli kuşkulu olan Kıbrıs sorununun sürüp gitmesinin en belirgin nedeni Kıbrıs Elenlerinin ve Yunanistan'ın 1950'lerdeki sloganlarını 1960'lar, 70'ler, 80'ler, 90'lar ve nihayet 2000'lerde de tekrarlıyor olmalarıdır.
Hal böyleyken Kıbrıs Türklerinin de 1970'lerin makul ve anlamlı gibi görünen federasyon önerisinde Rumların ısrar ve hatta inatla eşitliğe / eşit haklara sahip olmaya / eşit statüye hayır demelerine rağmen, dediğim dedik çaldığım düdük, kargadan başka kuş ve federasyondan başka çözüm bilmem, tanımam, kabul etmem sloganı ile, kurulduğum yıl ne dedimse, ne önerdimse kuruluşumun üstünden geçen 50 yıldan sonra da aynı şeyi diyorum kör inatçılığı da Kıbrıs Elenleri ile Yunanistan'ın işleri yokuşa sürme değirmenine su taşımakta ve onları bir elli yıl daha bekliyelim belki Türk tarafı teslim olur, nasıl olmasa dünya bizim arkamızda kolaycılığına sürüklemektedir.
Hiç kimse Süleyman Demirel'i ( Allah gani gani rahmet eylesin ) sevmeye zorlanamaz ve fakat dün dün, günün gün ve yarının da yarın olduğu hakikatini Demirel de dile getirdi diye hakikatin geçersiz olduğuna ve dünün, bu gün hatta yarın olabileceğine demir disiplinin kurşun askerleri olarak inanmak abesle iştigaldir.
Dün dündür ve bu gün bu gündür, yarının ne gün olacağı size bize bağlıdır abiler.