“Ekopoetika ve Kıbrıs Türk şiiri”

“Kıbrıs Türk şiirinin çağdaş akımları arasında ekolojik temaların özel bir yeri vardır. ‘Uzay Çağı Şairi’ olarak anılan Osman Türkay, 1959 yılında yayımlanan ilk kitabı ‘Yedi Telli’ ile başlayarak, dünyayı tehdit eden sorunlara değinmiş, daha sonra kaleme aldığı şiirlerinde ise çevre sorunlarına geniş yer vermiş, böylece Kıbrıs Türk şiirinde bir edebiyat ekolu oluşturmuştur. İklim değişiklikleri, küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları ve çevre kirliliği gibi küresel ekolojik sorunlar, çağdaş Kıbrıs Türk şiirinin içerisinde yer alan başlıca konulardan olmuştur. Ekoşiirlerde Kıbrıs coğrafyasına özgü ekolojik sorunlar dile getirilmekle birlikte, uluslararası düzeydeki ekolojik krizler de anlatılmıştır. Ayrıca Beşparmak dağlarındaki taş ocaklarının ve Lefke’deki CMC madenlerinin olumsuz etkileri, adanın bitki ekolojisinde oldukça önemli olan zeytin ağaçlarının inşaat amacıyla kesilmesi, ayrıca orman yangınlarının doğaya verdiği zararlar, fauna ve floraya ilişkin çevresel sorunlar ekoşiirlerde söz konusu edilmiştir. Osman Türkay, Altay Burağan, Ali Nesim, Fikret Demirağ gibi ekoşairler, çevre sorunlarıyla ilgili çeşitli konulardaki şiirlerinde doğaya karşı duyarlı bir tutum sergilemiş, çevreyi temiz tutmanın önemini, Dünya’yı korumanın önemini vurgulamışlardır. Özellikle kadın şairlerin eserlerinde ortaya çıkan ekofeminizm tarzındaki edebî eserlerde, doğaya ve kadına yönelik erkek gücü eleştirilmiş, Neriman Cahit başta olmakla bazı şairlerin şiirlerinde anne ve doğa, kadın ve çevre kavramlarının karşı cinsin temsilcileri tarafından nasıl istismar edildiği betimlenmiştir. Monografide (Kitapta) tüm bu konular ‘Ekoloji ve Edebiyat,’ ‘Ekoşairler’ ve ‘Ekoşiirler’ başlıkları altında incelenmiştir.”
***
Yukarıdaki yazı bir alıntı olup “EKOPOETİKA VE KIBRIS TÜRK ŞİİRİ” adlı, 360 sayfalık bir kitabın özetidir. Güzel bir uygulama olarak kitabın özetini doğrudan yazarın kendisinden öğrenmiş oluyoruz. Özetten de anlaşıldığı gibi bizde neredeyse hiç konuşulmayan, felsefî yönleri de olan, başta kitabın adındaki “ekopoedika” ile “ekoşair, ekoşiir, ekofeminizm,” özette görülmese de kitapta yer alan “ekoeleştiri” ve bunlar gibi, büyük olasılıkla birçoğumuzun ilk kez duyduğu kavramlar da var kitapta! Ayrıca “öylesine yazılmış” bir kitap olmadığını, genel anlamda konuyu, özel anlamda Kıbrıs Türkleri’ni ve Kıbrıs Türk Edebiyatı’nı çok iyi bilip özümseyen bir uzman/yazarın söz konusu olduğunu anlıyoruz. Kitapta, yaklaşık 40 şairimizden söz edildiğini ve onların konu ile ilgili şiirlerinden alıntılar da yer aldığını belirtmeliyim.
İlk anda bu kitabı bir Kıbrıs Türkü’nün ya da Türkiye’den birinin yazdığı sanılacak sanırım. Oysa hiç de öyle değil! Kitabın yazarı, daha önce de bu sayfada ondan söz ettiğim Prof. Dr. Elmira Fikretkızı (Memmedova-Kekeç). Azerbaycanlı bir akademisyen!
Elmira Hanım, Azerbaycan’ın gerçek bir Kıbrıs Türk Edebiyatı uzmanı! Kitap olarak da yayımladığı Doktora çalışması, Osman Türkay üzerinedir. 5 ciltlik Kıbrıs Türk Edebiyatı Tarihi’nin Osman Türkay maddesini de o yazdı.
Kıbrıs’a bir gelişinde, Osman Türkay’ın Ozanköy’deki mezarını birlikte ziyaret etmiştik. Duyarlılığını, h’eyecanını, elektriklenmesini, mezarın bakımsızlığı karşısındaki üzüntüsünü hiç unutmam. Sanki Osman Türkay’ı özümsemişti ve onun ruhu onunla birlikteydi.
Kendime de pay çıkarayım: Elmira Hanım’ı ta doktora öğrencisi iken tanıdım. Onun Kıbrıs Türk Edebiyatına yönelmesinde katkım olduğu için mutluyum. İnanıyorum ve eminim ki Kıbrıs için daha çok yazacak! kendiliğinden başladığı gönüllü elçimiz olmayı sürdüreceğinden de eminim.
Elmira Hanım’ın yaptıkları edebiyatın/sanatın gücünü gösteriyor: İşte size tanıtma, işte size tanınma! ‘
Bir de, Dünya’da ne sınırların; ne dağ, tepe, ırmak ve okyanusların; ne Çin Seddi, Demirperde ve benzerlerinin engelleyemediği sanatın/edebiyatın (ve de bilimin) gücünü bilseydik!
Teşekkürler, Prof. Dr. Elmira Fikretkızı (Memmeddova-Kekeç)!