Macaristan'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Macaristan İş Forumu'nda konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: ''Türkiye-Macaristan ilişkilerinde muazzam bir ivme yakaladık. İstiyorum ki Türkiye-Macaristan işbirliği ile Afrika'da ortak yatırımlara girelim. Şu anda Afrika'nın beklentileri çok. Tarımdan sanayiye sağlık turizm alt yapı üst yapı bütün bu alanlarda birçok çalışma yapmak mümkün. Ekonomik ilişkilerimizin mevcut durumu yeterli değildir. Hiçbir siyasi sorunu bulunmayan hukuki alt yapısı tamamlanmış iki ülkenin ticaretinin daha üst seviyelerde olması gerekir. Türkiye ve Macaristan arasındaki bu ilişkileri güçlendirmede iş adamlarımıza çok görev düşüyor. Macar ve Türk ekonomileri birbiriyle rekabet eden değil birbirini tamamlayan ekonomilerdir. ''BUDAPEŞTE TARİH KOKAN ÇOK FARKLI BİR DESTİNASYON'' Bundan sonra katma değeri daha yüksek ürünlere yoğunlaşacağız. Macaristan'la özellikle savunma sanayine yönelik bazı adımları atmayı planlıyoruz. Yaptığımız görüşmelerde bu konuların üzerinde de durduk. Zengin tarihi ve doğası ile özellikle kültür turizm ve sağlık turizmi açısından da Macaristan-Türkiye arasında yatırımcılarımıza ciddi görevler düşüyor. Şu Budapeşte tarih kokan çok çok farklı bir destinasyon. Ortadan geçen Tuna Nehri ile ayrı bir zenginliğe sahip. 2 saatlik mesafede paket turizmin patlayacağı bir alandır burası diye düşünüyorum. ''BU SENE BEKLENTİMİZ 40 MİLYON TURİST'' Bu sene beklentimiz 40 milyon turist rakamını yakalamak. Macar turistler son yıllarda ülkemize büyük ilgi göstermeye başladılar. Eylülde açıkladığımız Yeni Ekonomik Programımızla artık bundan sonra katma değeri yüksek ürünlere daha fazla yoğunlaşacağız. Ticaret savaşları gibi söylemlerin ticaretimizi esir almaya çalıştığı bir ortamda Macaristan'la ekonomik işbirliğimiz çok büyük önem arz ediyor. AB ile Gümrük Birliği güncellemesi çalışmalarına hala başlanamaması ve Türk iş adamlarının, halkının vizeye tabi olması, potansiyelimizin tam olarak kullanılmasının önündeki en büyük engellerdendir. ''4 MİLYON MÜLTECİYE EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ'' "Son birkaç aydır Türkiye ekonomisine yönelik spekülatif ve manipülatif saldırılar yaşandığını biliyorsunuz. Bu saldırıların hedefi, ülkemize başta terörle mücadele olmak üzere bekasını ilgilendiren hususlarda milli menfaatleriyle çelişen kararları kabul ettirme gayretleridir. Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta kendi güvenliğini sağlamak ve Suriyelilerin huzurunu garanti etmek için attığı adımlar belli çevrelere rahatsızlık vermiştir. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla Türkiye, Suriye'nin geleceğine dair ayrılıkçı tehdide çok ağır bir darbe vurmuştur. Daha birkaç yıl önce DEAŞ'lı teröristler ve PYD'nin işgali altında olan bölgelerde bugün yüz binlerce komşumuz barış içinde yaşıyor. 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Geçen ay Soçi Zirvesi'nde Sayın Putin ile imzaladığımız mutabakat muhtırası, İdlib'de yaşayan 3,5 milyon Suriyelinin emniyetini garanti altına almıştır. BM hesaplamalarına göre kendi bütçemizden 33 milyar dolar harcadık. Hiçbir uluslarlarası kuruluştan doğru düzgün yardım almadık. (AB) 2016'da bizlere milli bütçemize değil uluslararası kuruluşlarımıza 6 milyar avro vereceklerdi verilen 1 milyar 700 bin avro. Akdeniz'de Ege'de bu mülteciler botları delinerek ölüme mahkum edilmiştir. Mülteci meselesinin çözümünde uluslararası toplum sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Yüz binlerce insanın hayatını kurtaracak, milyonlarcasının da Suriye'de kalmasını sağlayacak 'güvenli bölgeler' teklifimiz başta müttefiklerimiz tarafından bilinçli bir şekilde sabote edilmiştir. ''TÜRK EKONOMİSİNİN TEMELLERİ SAĞLAMDIR'' Türk ekonomisinin temelleri sağlamdır. Türk ekonomisini ve bankacılık sistemini kimse çökertemeyecektir zira şoklara dayanıklıdır. Hazine ve Maliye Bakanımız yeni ekonomi programımızı açıkladı. Bu program katılımcı bir anlayışla kaleme alındı. Alınan önlemlerle ekonomimizin dengelenme yönünde işaretler verdiğini memnuniyetle görüyoruz."