Fransa'da 2 yıl önce yürürlüğe giren terörle mücadele yasası kapsamında 10 terör saldırısının önlendiği ve 7 caminin kapatıldığı bildirildi. İçişleri Bakanlığı 2 yıl önce olağanüstü hal kalktıktan sonra yürürlüğe giren terörle mücadele yasası çerçevesinde alınan önlemler hakkında yazılı açıklama yaptı. Yasa kapsamında 10 terör saldırısının önlendiği ve valilerin talebiyle 7 caminin kapatıldığı belirtilen açıklamada, 93 kişinin evine baskın yapıldığı ifade edildi. Açıklamada, bu sürede 106 kişiye ev hapsi cezası verildiği ve ülkede 3 terör saldırısı düzenlendiği kaydedildi. Paris'te 13 Kasım 2015'te düzenlenen ve 130 kişinin ölümüne yol açan terör saldırılarının ardından ülkede OHAL ilan edilmişti. 1 Kasım 2017'de kaldırılan OHAL'in getirdiği yetki ve kısıtlamalar, 30 Ekim 2017'de yürürlüğe giren terörle mücadele yasa tasarısına dahil edildi. Yasaya göre, adli makamların birçok yetkisi valiliklere devredildi. OHAL uygulamaları arasında yer alan, adres baskınları, aramalar, güvenlik bölgesi ilan etme ve ev hapisleri gibi çok sayıda güvenlik önlemi yeni yasa tasarısında yer alıyor ve valiliklerin yetkisine verildi. Valiler camilerin de aralarında olduğu ibadethaneleri kapatma yetkisine sahip oldu. Terörü destekleyen veya propagandasını yapan herhangi bir "yazı", "konuşma", "fikir ve teori", ibadethaneleri kapatmak için sebep sayılıyor. Ülke genelinde 23 ay süren OHAL çerçevesinde 20'den fazla cami kapatılırken herhangi bir sinagog veya kilise kapatılmadı. Yasaya göre, çocuklarını terör saldırısı gerçekleştirmeye veya yurt dışına bu amaç için gitmeye teşvik eden ebeveyn de cezalandırılabilecek. Yine valilikler özel izin alarak terörü önlemek amacıyla adrese baskın yapabilecek, baskın sırasında evrak ve belgelere el koyabilecek. Valilikler, baskın yapılan yerin sahibini 4 saat tutabilecek. Uzmanlar, terörle mücadele yasa tasarısının yetersiz ve etkisiz olduğu görüşünü savunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi raportörleri, terörle mücadele yasa tasarısının, Fransız vatandaşları ve özellikle de Müslümanlar açısından "haksız" ve "ayrımcı" uygulamalara neden olabileceği uyarısında bulunmuştu.