Dünyada o kadar çok kutlanan anlamlı günler vardır ki, nerdeyse zaman zaman ipin ucunu kaçırır oluruz.  Lakin basının ve gündemin nabzını tutarak, unuttuklarımızı veya anımsadıklarımızı değerlendiriyoruz, yine de.

            Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu 7 Haziran, 2021 “Dünya Gıda Güvenliği Günü” hakkında açıklamalar ve uyarılar yaparken iki şey geçti aklımdan.

            Birincisi gıda güvenliği, diğeri de sağlıklı beslenmek...

            Gıda ve insan beslenmesi ilişkili olsa da, uygulamada kendi aralarında bir benzerlik vardır.  İşlevsel açıdan, olaya baktığımızda, herşeyin bireyin hayat anlayışına dayandığı kanaatine varırız.

            “Gıda güvenliği”nin anlamı nedir?

            Gıda güvenliği, sağlıklı ve kontrollu ürünün insanlar tarafından tüketilmesidir.  Hani bazı ambalajlı gıda maddelerini marketten alırken, o ürünlerin kullanım süresinin bitip bitmediğine bakarız ya...

            Gerçekten insanlar bu konuda müthiş bilinçlendiler.  Lakin bazı açıkgöz pazarlamacılar, eski ve kullanım süresi geçmiş ürünleri, yeni ürünlerin arasına sokuşturarak rant elde ederler ya...  O bağlamda gözümüzü açmazsak, bize yutururlar esasında eski malları.

            Ambalajlı ürünlerde gerçekten ürünün imalat tarihi ile son kullanım tarihi iyice okunmalı ve o ürünleri ona göre almalıyız.

            Şu anda aklıma bazı şeyler gelebiliyor.  Mesela yoğurtta kullanım süresi bitmese de, eski ve süresi bitmek üzere olanlar, marketlerdeki buz dolaplarında öne, yeni ürünler de arka plana dizilirler.  Ürün tevziatçılarının ustalığıdır bu.  Bazı masum vatandaşlar buna pek bakmazlar, en öndeki ürünü alırlar.  Eve gidince de, ürün ambalajının altına bakınca o ürünün son kullanma süresinin hemen ertesi gün bitmek üzere olduğunun farkına varırlar.

            Yoğurt eski ve süre geçme açısından pek sorun değildir sağlık açısından.  Çünkü süt üreticileri, özellikle hafif ekşimiş ve günü geçmiş yoğurtları ayran yapıp önümüze koyuyorlar.  Fermantasyon açısından yoğurt dert olmasa da, yine de ambalajını kontrol etmek gerek.

            Bazen başka ürünlerin kullanım süresinin piyasaya sürüldüğünü gören müşteriler market idaresine şikayette bulununca, fırçayı satış memurları yiyorlar.

            “Ben söylemedim mi size, kullanım süresi biten ürünlere çok dikkat edeceksiniz” diye...

            Belki de o emri, market işletmecisi vermiştir ama zavallı işçi gıkını bile çıkartamamıştır.

            Donmuş ve vakkumlanmış, şoklanmış deniz ürünlerine bilhassa dikkat etmek lazım.  Bu tür ürünler genellikle uzakdoğudan gelirler. Bu tür ürünlerin tarihleri eskise de, yani ambalajla yeni tarihi basarlar, halkın önüne koyarlar.

            Birleşmiş Milletler 7 Haziran’ı “Dünya Gıda Güvenliği Günü” olarak kabulünü, 2018 yılında alınmış bir kararla gerçekleştirdi.  Bütün mesele insanın güvenli gıda tüketmesini sağlamaktır.

            Büyük memleketlerde süresi geçmiş ürünü piyasaya sürmek çok büyük suçtur.  Hatta böyle bir suç işleyen işletmelere yaptırım uygulanır.

            Mesela bizde piyasaya sürülen bazı taze ürünlerde beklenenin üstünde kansere yol açan ilaçlar tespit edilince, Tarım Bakanlığına bağlı birimler, o ürünleri derhal imha ediyorlar.  Sadece ambalajlı gıdalarda değil, taze ve yeşil gıdalara da dikkat etmemiz gerekir.

            Eskiden insanlar mevsim değişikliğinde mevsim ürünlerini “turfanda” yerlerdi.  Hatta mevsimin ilk hıyarını, ilk domatesini, ilk enginarını, ilk çileğini yerlerken, ilk tadımda “Şifa niyetine yiyorum” derlerdi.

            Bakınız bu ifadede bile sağlıklı besin çağrışımı vardır.  “Şifa niyetine yemek...”

            Özellikle seracıların uyguladığı yeni ürünlere ilacı basmak, kendilerince ustalıktır.  Gündüz amiyane bir tabirle marketten hıyarı alırsınız, sabah kalktığınızda o hıyar, nerdeyse iki veya üç katına ulaşır.

            Küfelerdeki iştahlı enginarlardan da korkmak lazım.  Zamansız piyasaya sürülen mallardan her zaman şüphelenmek lazım hatta. 

            Eski insanların bir lafı vardı:

            “Her şeyi zamanında yiyeceksiniz” diye bir laf...

            O nedenle bir uyarı niteliği taşır bu sözler.

            Zaman zaman düşünmez değiliz.

            Ülkemizde kanser vakaları neden arttı?

            Gerçekten bunu düşündünüz mü?  Düşünün!

            Kanser vakaları, piyasaya erken sürülen norm fazlası ilaçla beslenip piyasaya sürülen tazelikler yüzünden.

            Evet, sağlıklı beslenmek başka, gıda güvenliği başka dedik de, yine de sağlıklı beslenmek için, mutlaka kaliteli malların aşırıya kaçmadan, vücudun yakabileceği miktarda yenmesi ve tüketilmesi gerekir.  O benzerlik o bağlamda kendini gösteriyor.  Sağlıklı beslenmek ve gıda güvenliği olan malları tüketmek...